第七节; guardian

755 100 14
                                    

koruyucu

Yerden kalktığında, yağmur çoktan dinmişti. Her şey daha iyiymiş gibi güneş gülümsemeye başlamıştı tekrardan. Tüm kötü şeylere rağmen o da güneşe gülümsemişti.

Sırılsıklam olan bedenine rağmen içeriye doğru ilerlemişti. Onu gören insanların bakışları onda birkaç saniye takılı kalıyordu. Islak olması tuhaf değildi ama insanlar sorgulardı. Zhan ise umursamadı. Adımlarını düzenli bir şekilde atarak ilerliyordu. Bedeni birazda olsa çökmüş görünsede daha iyiydi. Hüznünü güneşin gözyaşları ile paylaşma şansı olmuştu. Ardından güneş gülümsediğinde, onun da gülümsemesi gerekmez miydi? Daha iyiydi ve rolüne devam etmeliydi. Doktorlar hastalarına karşı sıcak kanlı ve nazik olmalıydı. Yüzüne küçük bir gülümseme yerleştiriyordu ve her adımında onu daha da genişletiyordu. Hastasının odasının oraya geldiğinde ise gülümsemesi oldukça gerçekçi bir hal almıştı. Onu bekleyen yardımcısı ile odaya girdiğinde de sürdürdü gülümsemesini. İçeride hasta yakınları beklerken, hiç kimse yoktu. Gülümsemesinin biraz solmasına izin vermişti ama kötü ruh halinde görünmemek için taktığı maskesi halen yerindeydi.

Hastasının dikişlerinin olduğu yeri kontrol etmişti ilk olarak. Herhangi bir kanaması yoktu. Yardımcısının ona uzattığı küçük ışığı alarakta gözlerine bakmıştı. Bir sorun yok gibi görünüyordu. Elinden geleni yapmıştı.

Yanındaki yardımcısına onu arada kontrol etmelerini isteyerekte çıkmıştı odadan. Dinlenmek istiyordu ve sonuçta izin günüydü. Ama odadan çıktıktan sonra kötü hissetmesi gerekirken daha iyi hissediyordu. Öldürmesi gereken insanı öldürememişti. Büyük bir hata yapmıştı ve bunu sürdürmeye devam etmişti. Hatasından dönmeyi ise istemiyordu. İlk defa yaptığı bir hata için iyi hissediyordu sanki, sonradan olacaklara rağmen.

Arabasına yaklaştıkça ise iyi hissi onu terk ediyordu. Korku sinsice etrafında kol geziyordu. Çünkü biliyordu ki, kötü şeyler daha yeni başlıyordu.

Arabasına bindiğinde eli ilk olarak yan koltukta duran telefona gitmişti. Özel olarak ona verilen iş telefonunda bir sürü arama vardı.

'Koruyucu kişisinden 86 arama'

İşi bitiremediğini hemen öğrenmiş olmalıydılar. Üzerine telefonlarını açmadığı ve kurbanını kurtarması olayı da eklendiğinde olacakları düşünmek bile istemiyordu. Yine de olacaksa olacaktı. İsmin üzerine tıklayarak aramıştı. Kaçacak bir yeri yoktu.

Birkaç çalış sonrasında üzerinde oynanmış ses duyulmuştu. İlk duyduğundan beri korkunç gelen bu ses, yine tüylerini diken diken etmeyi başarmıştı.

"Death, görevin başarısız. Buna rağmen üzerine daha fazla hata yapmaya devam ediyorsun. Ölmek istiyorsan, bunu bizim işlerimizi berbat etmeden yapmanı tavsiye ederim." Sanki ağzında bir bağ varmış gibi hissediyordu. Konuşmakta çok fazla zorlanıyordu.

"Üzgünüm, böyle olmasını istemezdim," diyebilmişti sadece. Ardından karşıdan gelecek cevabı beklemişti korkarak.

"Üzgün olman bir şey değiştirmez. Bu işi şu an yapamayacak gibisin. Bu yüzden kullanıcıya parasını iade edeceğiz ama bilmen gereken bir şey var. Hiç kimse elimizden sağ kurtulamaz. Kendini hazır hissettiğinde onu öldürmeni istiyorum. Mümkünse yakın bir zamanda olsun ve şunu sakın unutma. Uzun zamandır benimle çalıştığın için bu sana yaptığım bir ayrıcalık. Tekrar olursa cezanı çekmeye hazır ol." Cevap vermesini bile beklemeden telefonu kapamıştı korkunç ses. Zhan'ın ise söyleyecek bir şeyi yoktu zaten. Sadece ucuz kurtardığını düşünüyordu, şimdilik. Elinde sonunda kurbanını öldürmesi gerektiğini ise biliyordu. Bunu aklından çıkararak onu kurtarması tamamen saçmalıktı. Odada kendi başınayken onu öldürebilirdi. Karşı gelecek bir durumda değildi. Yinede arabasından inerek bu işe girişmedi. Bugün yeterince yorulmuştu. Hem öldürmeye çalıştığında, ameliyathanede olduğu gibi onu saracak tuhaf histen çekiniyordu. Biraz zamanı vardı ve ayrıca kurbanı artık hastasıydı. Birkaç gün onun gözetiminde kalmak zorundaydı. Bu sefer işi uzaktan değil de yakından bitirebilirdi.

are you liar? || yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin