Altmış Yedinci Bölüm

58.6K 2.3K 180
                                    

Gözlerimi gezdirdiğim evin her bir yanına tekrar tekrar bakınırken sıkıntıdan bayılacağım anı hayal ediyordum. Her gün farklı şeyler yapmaya çalıştıkça ne zaman evde dursam patlıyordum.

Dün ilk restoranda ardından Ala ve Ezra ile eğlenceli bir gün geçirmiştim. Bugün ise evdeydim. Savaş genelde dışarı çıktıktan sonra evde dinlenmemi istiyordu ama ne boyutta sıkıldığımı anlamıyordu.

Kendisini El Diablo'yu kapattığı günden beri işlere vermişti. Aklının hala kapılarını kapattığı o kumarhanede olduğunu biliyordum. Aradan iki ay geçmişti. İki buçuk aylık hamileliğimin her günü benimle ilgileniyordu. Benim ve şirketin arasında mekik dokuyor oluşu alışkanlıklarını değiştirmişti. Bana karşı hiçbir değişikliği yoktu. Bunu hiç hissettirmiyordu. Ama onu çok iyi tanıyan birisi olarak her dalgınlığını fark ediyordum. İster istemez ona üzülüyordum.

İç çekip aynadaki yansımama baktım. İlk başlarda daha çok zayıfladığım için ve normalden fazla karnım belirginleştiği için şimdiden önümde minik bir şişlik vardı.

-"Babayı görmeye gidelim mi ? Ne dersin ?" dedim kendi kendime gülümseyerek.

Avucumu karnıma koydum.
-"Evet bende öyle düşünmüştüm." Minik bebeğim de annesi gibi babasını özlemişti biliyordum.

Bütün dünyam içimde günden güne büyüyen bebeğimiz olmuştu. Onunla öyle mutluydum ki hep içimde kalsın istiyordum.

Neyse ki önümüzde daha çok aylar var diyerek dolap kapağını açtım. Siyah bir tayt kazak ve soğuk havadan korunmak için siyah kürk giyindim.

Bol kazağımdan hiçbir yerim belli olmasa bile bebeğimi hissetmek varlığını bilmek çok güzeldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bol kazağımdan hiçbir yerim belli olmasa bile bebeğimi hissetmek varlığını bilmek çok güzeldi.

Başka bir kapaktan spor ayakkabı alıp ayağıma geçirdikten sonra çantamı hazırladım ve evden çıktım. Arabama bindiğimde gelen korumalara hesap veriyordum. Peşimden bir an olsun ayrılmıyorlardı.

-"Biz götürsek daha iyi olur Alisa hanım."

Arabayı çalıştırırken başımı salladım.
-"Gerek yok kendim gidebilirim." dedim.

Zor da olsa ikna olduğunda siteden çıkabilmiştim. Şirkete yaklaştığımda telefonum çalmıştı. Gözlerimi yoldan bir saniye kadar ayırıp açtım.

-"Yengem ? Yeğenimin güzeller güzeli anası nasılsın ?!"

Anası mı ?

Sırıtmaya başladığımda karşı taraftan Rümeysa da kıkırdıyordu.

-"İyiyim bebeğimin halası. Sen nasılsın ?" dedim aynı onun gibi.

-"Halası onun poposunu yesin. Alışverişe çıkmıştım ama sonra canım istemedi. Gel bir şeyler içelim ne dersin ?" diye sorduğunda sevinmiştim. Çünkü gün benim için bitmiyordu.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin