Bölüm 12.1

6.1K 585 502
                                    

SINIR: 80 VOTE 200 YORUM

Keyifli okumalar dilerim! ❤️

Kapıdan çıkıp gittiğinde bir süre şarabın etkisiyle kızaran ve uyuşan yanaklarımı ovdum. Ellerim hala titriyordu.

Vaktin nasıl geçtiğini ikimiz de fark etmemiştik. Birçok şeyden bahsetmiştik. Aramızda büyüyen ilişkiye anlam veremesem de içimde bir yerlerde avaz avaz bağıran bir sesin yankılarını hissediyordum.

Neydi bu yaşadığım?

Daha önce yaşanmış ama çoktan unutulmuş bir his miydi?

Kurak bir çöle yağan yağmur damlalarıydı sanki. Bir damlasına bile muhtaç bir duygu senfonisiydi.

Artık daha fazla kendimi kandırmakla uğraşamazdım. Bu ülkeye adımımı attığım ilk günden beri evrenin inatla karşıma çıkardığı bu adamdan hoşlanıyordum.

Ama bu kendimi kötü hissettiriyordu. Sevgilisi olan bir adamdan hoşlanıyordum. Çok düşük bir hareketti bu. Ama söz geçiremediğim şeyler vardı. Mesela onun yanında hakim olamadığım hareketlerim, her yerde ona bakmak için yalvaran gözlerim, titreyen ve terleyen ellerim...

Başımı iki yana sallayarak ayağa kalktım. Sehpada duran kadehleri elime alıp tezgaha bıraktıktan sonra bir bardak su koydum.

Tezgaha dayanarak suyu yudumlarken pencereden içeri sızan günün ilk ışıklarını seyrettim. Birkaç saat uyumak iyi gelecekti ama zihnimi boşaltabileceğimi düşünmüyordum.

Bardağı bırakıp odama doğru yöneldiğimde telefonuma gelen mesaj sesiyle duraksadım. Koltukta duran telefonuma uzandığımda gelen mesajla duygularım alabora oldu.

Savunmasız bir tekneydim ve okyanusun hırçın dalgaları arasında sürükleniyordum. Ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

'Yardımların için çok teşekkür ederim. Eve geldiğimden beri bu bir oyun olmasaydı nasıl olurdu sorusunun cevabını düşünmeden edemiyorum.'

Marcus'un yazmış olduğu bu mesaj irkilmeme sebep oldu. İstemeden ona umut vermiş olabilir miydim? Belki de o bu oyunu fazlasıyla abarttığı için ben de ona ayak uydurmuş ve farkında olmadan ileri gitmiştim.

Marcus iyi bir adamdı. Birlikte tonla eğlenceli aktivite yapılabilecek türden biriydi. Öyle bir arkadaşa sahip olmak her insanın hakkıydı bana göre.

Nalan ve Marcus'la bir aradayken atacağım kahkahaları hayal etmeden edemedim. Marcus'un dokunuşları çok samimi ve sıcaktı. Beni heyecanlandırıyordu ama istemeden onu Alex'le kıyaslıyordum.

Farklı hissediyordum. İkisine karşı da boş değildim. Bu kendimi pataklama isteğimi körüklese de sakince düşündüğümde Marcus'u daha çok bir arkadaş olarak görüyordum.

Ama şirketteki o kadınla olan yakın tavırları aklıma geldiğinde kıskandığımı hatırladım. Bunun sebebi neydi?

Kafamın içinde sorular bir o yana bir bu yana çarpa çarpa dayanılmaz bir hale gelmeye başlıyordu.

Mesajı tekrardan okuduğumda Marcus'un tebessümünü hatırladım. Gülümsemeden edemedim ve cevapladım;

'İstenileni yapmaya çalıştım Marcus Bey :) Bence artık uyumalısınız çünkü geç kalacaksınız.' yazdım.

Dün bana yaptığı şeyi tekrardan hatırlatmıştım.

'Unutmayacaksın değil mi? :) Sen niye uyumadın?' dedi.

Kalbim teklediğinde etrafıma bakındım. Sanki beni izliyormuş gibiydi. Sonradan mesajlaştığımızı ve o an mesaj attığım için uyumamış olduğumu anlamasının çok güç bir şey olmadığını fark ettim. Alkol mantığımı iyice köreltmişti.

Devin | RAFLARDA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin