IX. || çok eğleneceğiz

1.2K 145 141
                                        

Bölüm Şarkısı // Monsta X - Fantasia [Dinleyin, dinlettirin arkadaşlar. Yok böyle bir albüm.]

*Jimin*

Küçüklüğümden beri hep kendime ait bir kafem olsun istedim. Kendimi bildim bileli en büyük hayalim aşçı olmaktı. Aşçı olup kendi kafe veya restoranımın mutfağında çalışmak tek idealimdi galiba. Gelin görün ki hayat her zaman olduğu gibi planlanana değil de kendi planına uydu ve beni istemediğim yerlere sürükledi.

Yoongi hyung ve Jungkook evden ayrılalı üç, Lola Kore'ye döneli bir hafta oluyor. Neredeyse geçen bir ay boyunca tek yaptığım değişiklik ara sıra uzandığım koltuğu değiştirmek ve oynadığım bulmaca oyununu sıfırlayıp en baştan başlamak olduğu için oldukça bunalmış bir haldeyim.

Can sıkıntımdan sürekli Taehyung'a sardığımdan bahsetmek bile istemiyorum...

Uzandığım ve kısmen güneşlendiğim şezlongdan doğrulup güneş gözlüğümü burnumun ucuna indirdim. Balkonun gölgede kalan kısmında Jin hyung oturmuş telefonuyla ilgileniyor, ara sıra ortalıkta koşturan Bee'ye sataşıyordu. Bee bu aralar aşırı huysuzdu, huysuz olmasının sebebi uykusuz kalmasıydı ki uykusuz kalmasının sebebi de Jungkook'un evden ayrılmış olmasındandı.

Uzanıp yan şezlongda uyuklayan Tae'yi dürttüm. Sıçrayarak uyanıp kısık gözlerle bana baktığında benden bıktığını düşünüyordum ki haksız da sayılmazdı aslında.

"Neden bir kafe açmıyoruz?"

Yutkunup doğruldu ve kafasında saçma çocuk şapkasını düzeltti. Uyuklamaktan çok ciddi ciddi uykuya daldığının kanıtı olan şiş dudaklarını yaladı ve gerindi söylediğimi anlamaya çalışırken.

"Biz... Ne?"

"Kafe! Ya da bar da olabilir. Belki bir restoran? Bilmiyorum. Hı? Ne dersin?"

Taehyung dediklerimi kavrayamadığından dönüp heyecanla Jin hyunga baktım bu kez.

"Hyung? Sence de harika olmaz mı?"

"Ne harika olmaz mı?"

Hoseok hyung kolunu doladığı koca kaseden üzüm yerken geniş balkona girip konuya -her zamanki gibi daldı.

"Jimin kafe açmak istiyormuş."

"İlla kafe olmasına gerek yok, bar da olabilir."

Kafasını telefondan kaldırmadan konuya dahil olan Jin hyunga cevap verirken gerçekten heyecanlandığımı hissediyordum çünkü bu heyecanlanacak bir konuydu! Yani en azından bana göre...

Heyecanla balkondaki herkesin yüzüne tek tek baktım. Hiç birinde bendeki heyecandan eser yoktu ki Taehyung tekrar horlamaya bile başlamıştı. Yılıp şezlonguma geri sindim ve kollarımı göğüsümde birleştirdim.

Bu konu burada bitmiş değildi.

~~~

"Ya! Hadisenize!"

Hoseok hyung sesini dairenin içinde inletmekten hiç çekinmiyordu, tıpkı şimdi olduğu gibi... Son kez aynaya bakıp kendimi odanın dışına attım.

"Geldim!"

"Sen geldin de o su samuru kılıklı manitan hala evin içinde üstsüz geziyor farkında mısın?"

Gülmemek için dudaklarımı bastırdım. Hoseok hyung cidden sinirliydi ama yüz ifadesi sadece kahkaha atmak istememe yol açıyordu.

O evin içinde Taehyung'u bulup azarlarken tekrar aynadan kendime bakmak için ufacık bir zaman yakaladım. Uzun zamandır kendime çok özen göstermememin yanında bence oldukça iyi görünüyordum. Fiziksel görünüşümün yanı sıra mental olarak bir enkazdan farksız oluşumu kimseye fark ettirmemek için verdiğim çabanın son demlerini yaşıyor olsam bile sorun değildi. Her şey harika gidiyordu ve bu kez bunu bozan ben olmayacaktım.

IDYLLIC pt. 2 DEPAYSEMENT || vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin