Bölüm 27

3.4K 257 759
                                    

Düne ait fırtına barındıran yağmurlu gün, Taehyung'un uyandığı sabah yerini daha durgun kapalı bir havaya bırakmıştı. Gözlerini kendiliğinden açarken bu sefer Jin'in alarm sesine uyanmıştı. Yanı başında ötüyormuş hissiyle uyanıp bilincini yavaştan kazanmaya başlarken gözleri yanmıyordu. Yeterince uykusunu almıştı.

Kulağında sürekli tekrarlanan alarm sesi varken gözlerini tavana dikti. Öylece uzanarak sesin bir an önce kesilmesini sabırlı bir şekilde bekliyordu fakat Jin'in uyanacağı pek yokmuş gibiydi.

Kendisi sarhoş olduktan sonra geceye kadar uyumuştu fakat onun ne kadar uyuduğunu bilmiyordu. Büyük ihtimalle o kadar yorulmuştu ki alarm sesini bile görmezden geliyordu ya da gerçekten de duyamıyordu.

Başını asla bırakmak istediği yastığından hafifçe kaldırdı ve duruşunu dikleştirdi. Yüzünde oluşabilecek bazı pislikleri temizlemek için sertçe yüzünü ovuşturdu. Kısa çaplı temizliğinden sonra gözlerini tekrar ona dönderdiğinde Jin hala uyanmamıştı. ''Jin! Jin! Alarmın çalıyor uyan artık.''

Karşısında yatan bedenden hala bir tık yoktu. Dibinde yeterince gürültülü olan sese uyanmadığı halde kendi sesine kalkması garip olurdu zaten. İç çektikten sonra üstündeki örtüyü çekti ve ayağa kalkarak onun yanına gitti.

Omzundan dürterek onu uyandırmayı planlıyordu fakat zihnine bir şey aksedince, duraksadı. Karşısındaki dudakları aralanmış görüntüyü görmesi, yutkunmasına sebep oldu. Dün onu tüm duygularıyla beraber hissetmişti. Hem de kalbi neredeyse yerinden çıkacak gibi olduğunda, ne yapacağını bilemezken. Doğru olan, o anda onu öpmek gibi gelmişti.

Jin'le çoğu kez canlandırma odasında öpüşmüş olsa bile, onunla daha ileri şeyler yapmış olsa bile bu farklıydı. O zamanlar kendinden aşırı emindi ve hiçbir şeyden korkmuyordu. Fakat dünkü öpücükte hem sevgisi hem korkusu hem de gözyaşları saklıydı. Çocuk acemiliği taşıyordu ve saftı. Anadan doğma olduğunda ne kadar çıplaksa, o anda da öpücüğü aynı çıplaklıktaydı.

Düşünceleri eşliğinde ellerini sıktığının farkında değildi. Gevşemek için yavaşça hareket ettirince kendisine hakim olması gerektiğini, telkin etti. Asla susmayacak alarm hala çalmaya devam ederken Taehyung bu sefer Jin'i omuzlarından tutarak hafifçe sarsmaya başladı. ''Dersine geç kalacaksın, uyan artık Jin.''

Kendisine temas eden iki elin varlığını ancak bir süreden sonra fark eden Jin, gözlerini tam açmadan önce kısık bir şekilde Taehyung' baktı. Ardından alarm sesini duymaktan başı ağrımış gibi hemen telefonuna rastgele basarak alarmını kapattı.

Taehyung onun artık uyandığına güvenerek elini omzundan çekmişti fakat hala baş ucunda bekliyordu. Zira Jin her ne kadar alarmı kapatsa da uyku alemine tekrar gidecek gibi başını tekrardan yastığa koymuştu. Gözleri uyanacak birisinin açıklığını taşımıyordu.

Tahmin ettiği gibi gözlerini de kapatınca Jin'i tekrardan omuzlarından sarsmak dışında bir şansı kalmamıştı. Okula gitmemek ya da tekrar uyumak onun keyfine kalan bir şeydi fakat derslerine ne kadar önem verdiğini de biliyordu. Üstelik gece vakti sürekli uykusuz kalması büyük çoğunlukla kendisi yüzündendi. Onu hep kendisinin ardından sürüklüyor ve buna hayır demiyordu. Şu ana kadar onun kendisini reddetmediğini tekrardan hatırlamak bir yandan hücrelerinin tekrardan kıpraşmasına sebep olurken, bir yandan da dudağında gülümsemeyle sonuçlanan bir eylem oluşturmuştu. ''Bunu benden duymak belki garip gelebilir ama uyanıp derse gitmelisin.''

Jin buna karşılık gözü kapalı bir şekilde dudaklarını gererek gülümsedi. Ardından hiç de uyuşuk görünmeyen hareketiyle kendisini sarsan iki eli tuttu ve yatağının yanına çekti. Taehyung bu ani hareketle dengesini kaybedip Jin'in hemen önüne düşmüştü. O kadar güçlü çekmişti ki Taehyung'un bir yerinin acımaması için tüm vücudunu yatağın üzerine vermesi gerekmişti. ''Beni sarsmayı bırakacak gibi durmuyordun. Tekrardan ayaklanıp beni uyandırma girişimine kalkışmadan önce birkaç dakika böyle duralım. Zaten kimse derse tamı tamında başlamıyor.''

NIGHT CHANGES ~TaeJin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin