5

897 110 36
                                    

¬ Lütfen hayalet okuyucu olmayın

¬ Keyifli okumalar ✨

¬ Keyifli okumalar ✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ruhum bir katilin ellerinde acımasızca katledilirken,ölüm sessizliği üzerime çöküyor korkularımı gün yüzüne çıkarıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ruhum bir katilin ellerinde acımasızca katledilirken,ölüm sessizliği üzerime çöküyor korkularımı gün yüzüne çıkarıyordu.

Ölen Jin değildi.

Ruhumdu.

Geride kalanlar için hayat her zaman zor olur denirdi ama hiç bu kadar zor olacağını düşünmemiştim, beni en çok mahveden belirsizlikti onu gördüğüme emindim ama bir açıklama bulamıyordum bir tarafım soru işaretlerini yanıtlamak yerine sadece Jin'e benzeyen biri olduğunu söylüyordu diğer tarafım ısrarla olanlara anlam arıyordu düşünmekten kafayı yiyecektim.

Onunla göz göze gelmiştim, gözlerime uzun sayılacak bir süre kadar bakmıştı tıpkı Jin gibi bakan bir yabancı olamazdı.

Kimsenin bana inanmaması kalan son gücümü ve umudumu alıyordu benden..

Derin bir nefes aldım, yattığım koltuktan yavaşca kalktım sarsak adımlarla Jin'in odasının kapısını açtım kokusu günden güne yok olmuştu. Beni mahveden şeylerden biri de buydu. Günün birinde Jin hiç yaşamamış gibi mi olacaktı hayatım..

Ben bunu hiç istemiyordum.

Odada biraz göz gezdirdim her zaman ki gibi çok düzenliydi bu kadar düzenli olmayı nasıl başardığını asla anlamıyordum benim odamı dağıtmak için, içinde sadece 5 dakika geçirmem yeterliydi.

Siyahın hakim olduğu odasına kısa bir göz gezdirdim etrafta birlikte çekindiğimiz samimi fotoğraflar vardı kalbim sızlarken içlerinden birine uzandım ilk kar günü çekinmiştik, çok mutluyduk ikimizde kocaman gülümsüyorduk. O gün ne kadar çok eğlendiğimizi hatırladım saatlerce karın altında kalmıştık eve geldiğimizde soğuktan kıpkırmızı olmuştuk. Burukça gülümsedim, kırmızı yanakları ve koca dudakları, ıslanmış saçlarıyla çok sevimliydi.

Fotoğrafı yerine koyup dolabının kapağını sürükleyerek açtım, kıyafetlerini paylaşmaktan hiç hoşlanmazdı ama bana sesini hiç çıkartmazdı aksine kıyafetlerini benim üzerimde görmekten hoşlandığını söylemişti o gün çok şaşırmıştım böyle bir şey söylemesini beklemiyordum, başta onu kızdırmak için giyiyordum onun bana kızması anlamsızca hoşuma gidiyordu ama ben ne kadar uğraşırsam uğraşıyım çok zor sinirleniyordu.

Nerdeyse hepsini denemiş olduğum sweatlerden bir tanesini aldım ve hızla üzerime geçirdim her zamankinden daha bol gelmişti sanırım zayıflamıştım.

Jin duysa çok kızardı sağlığıma dikkat etmem konusunda katı kuralcıydı bana küçük bir çocukmuşum gibi eliyle yemek yedirdiği günleri hatırlamıştım zaman çok hızlı geçiyordu.

Aniden içerden yükselen sesle yerimden sıçradım bir şeyler devrilmişti. Yoksa Jin mi gelmişti? Sevinçle odadan çıkıp salona göz gezdirdim kimse yoktu tekrar tıkırtılar yükseldi koridorun sonunda ki odadan geliyordu.

Minik adımlarla ışığın kendini zor aydınlattığı loş koridorda yürümeye başladım biraz ürkmüştüm kısık bir sesle konuştum.

"Jin hyung?"

"Hyung sen misin?"

Odanın kapısına geldiğimde sesler daha fazla artmıştı yavaşca kapıyı açtım...


¬ Vote vermeyi unutmayın

Solitude | Taejin AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin