Bir asker ve yârinin hikâyesi...
"Bu sevda
Bende bittiğinde
Sende başlarsa,
Seni asla affetmem."
"Akif Karan," dedim uzun zaman sonra ilk kez konuşurken. İsminin güzelliğine yandım. "Ben senin mesleğinden gocunmuyorum. Aksine gurur duyuyorum. Ama se...
Desteğiniz ve güzel mesajlarınız için teşekkür ederim. Biraz üzücü olaylar atlattık. Kitaplarımın hâlâ o sitelerde oluşu beni üzüyor ancak en kısa zamanda düzelmesini umuyorum. Sizlerden ricam kitaplarıma yalnızca wattpad'den ulaşmanız. Başka yerlerde gördükleriniz çalıntıdır.
Bol Akif Karan ve Berceste sahnelerinin olduğu bir bölüm oldu. Tuğrul'da var merak etmeyin djsjs özlemiştik.
O merakla beklediğiniz alıntı diğer bölümde;)
Okuduğunuz saati alabilir miyim?
Keyifli ve bol satır arası yorumlu okumalar. Oy atmadığınız bölümleri oylamanızı rica ediyorum.
ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ♤
YANIMDA KAL, ÇOK GEÇ RASTLADIM SANA
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♤
Matem.
Kalbime hükmeden, elimde avucumda ne varsa siyaha boyayan acımasız hissiyat.
Yüreğimi yad ellere koyan, beni kimsesizlikle sınayan ve çaresiz kılan acı haber geçte olsa bana ulaşmıştı.
Kandırılmıştım.
Güvendiğim insanların beni sırtımdan bıçaklayışıyla zayıf bedenim yerle yeksan olmuştu.
Babamdan haber alamayışımın üstüne bir de o kadının intiharı eklenince hastalıklı düşünceler beynimi işgal etmişti.
Takvimden kopan yapraklar bir rüzgâra kapılarak uçup giderken günler geçip gitmiş ve büyük yüzleşmenin gerçekleşeceği kara gün gelmişti.
Hakan'ın demir parmaklıklar ardında başlayacak olan hayatının ilk devresindeydik.
Duruşma salonundaki kasvet beni boğmaya başlamıştı. Ellerimi tedirginlikle üzerimdeki pantolonun bacaklarımı saran tok kumaşına sürttüm. Avukatımın savunması bitip yanıma oturduğunda gözlerim kürsüdeki saçlarına kır serpilmiş olan sert bakışlı hâkimi buldu.
"Karar!" deyip tokmağını sertçe kürsüye vurduğunda herkes gibi ben de ayağa kalktım.
Hakan berbat bir hâldeydi.
Kolunun biri alçıdayken bacağının biri de sargılıydı. Yüzü çeşitli morluklarla çevrelenerek berelenmişti. Beni mahvettiği kadar mahvolmuştu.
