12.BÖLÜM"GRİ BULANIK BULUTLAR"

1.4K 1K 347
                                    


 Bölüm Şarkıları
Sezen Aksu, Güvercin
Eksiltilmiş Yaz, Uyursam Geçer mi?
 

  13.BÖLÜM" GRİ BULANIK BULUTLAR "


Kimsesiz insanlar ;kimsesizliği , en derinden hisseden ve yarım olduğunu düşünen insanlardır. Küçük bir sevgi gösterisi bile o insanları mutlu edebilecek güçtedir. Bazılarının, toprağın altına koyduğu kimsesi yokken bile kimsesiz hisseder çünkü hayatın da ki insanlar ona bunu hissettirir ;sevgi vermeden, küçük bir gülümse bile bahsetmeden, sadece küçük hataları yüzüne vurmaktan başka bir şey yapmadan , yeri geldiğin de dünyanın en iyi ailesi olduğunu kanıtlamak için rol keserken, sadece bir baş belası olduğunu düşündürürken.

Bunlar hayatın ne kadar acımasız olduğunu kavraya bileceğimiz zamanlardır aslında çünkü ailemizden görmediğimiz bir şeyi başkalarından görmeyi beklemeyiz çünkü bazı güzel duyguların yok olmasına sebep olur aile. Ailemizden görmediğimiz şefkat altında toplanan bazı davranışlar bizim için sergilenmeye başlandığın da idrak etmek zaman alır.

🍂🍂

Zamanla beraber değişen şeylerden biride artık kimseye hesap vermiyor oluşumu. İstediğim her şeyi yapabilirdim. Yapmak istediğim tek şeyi de son bir haftadır yapıyordum fakat hayatımda fikirlerini önemsediğim kişiler vardı.

Esen rüzgarın ardına bıraktığı soğukluk az önce ki yakınlığımızdan ötürü sıcak basan bedenimi soğutmaya yetmiyordu, ismimin söylenmesi ile başımı çevirdiğimde, rüzgarın dağıttığı sarı saçları ve çattığı kaşlarının altında ki ela hareleri üzerimizde gezen Doğu ile karşılaştım. Pekala bunu beklemiyordum.

Kuruyan boğazım ile yutkunma ihtiyacı hissettiğimde burnumun yakınlarında dolaşan toprak kokusunu arkamda bırakıp Doğu’ya doğru bir kaç adım attım. Aslında bugün onlara bazı şeyleri anlatmak için gelmiştim buraya. Onların hakkıydı benim için endişeleniyorlardı. Onlara açık açık söylemediğim bazı şeyler olduğunu fark etmişlerdi huyumu bildiklerinden ses etmiyorlardı. Doğu’nun ben anlatmadan önce görmesi hiç hoş olmadı hemde çok alakasız bir konumda iken.

Doğu’nun tam karşısında durduğumda  “Merhaba. ” dediğim de üstümde olan bakışları “Ne sadece kuru bir merhaba mı yani, gel buraya. ” deyip beni kendine çekip kollarını bedenime sarmıştı başım göğsüne düştüğünde tanıdık erkeksi kokusu burnuma geldi bu beni rahatsız etmedi.  Bende kollarımı sırtın da bağlamıştım.

Bu çocuğu seviyordum en zor zamanlarımda karşıma çıkan bir kaç kişiden biriydi. Küçük yaşta ağabeyi ile beraber ailelerini kaybetmesi sonucunda yetimhaneye verilmiş. Orada çektikleri zorluklar sonucu oradan kaçıp bir süre sokaklarda yaşamışlardı. Sokakları yetimhaneye tercih etmişlerdi. Başlarını sokacak bir yerleri varken neden oradan kaçtıklarını sorduğum da ise hiç beklemediğim bir cevap ile karşılamıştım. “Eğer orada birkaç yıl daha kalsaydım, çocuk yaşta akıl sağlığımı yitirirdim. ” demişti. Söylediği şey orada yaşadığı her şeyin kısa bir özeti gibiydi. Onu ilk defa o gün bunları anlatırken neşesiz görmüştüm. Aslında neşesi ve enerjisi onun kalkanı görevini üstlenmişti gülümserse içinde ki acıların kendisinden başka kimsenin görmeyeceğini düşünüyordu fakat bilmiyordu ki gözler her duygunun aynasıdır.

Kollarını bedenimden ayırdığın da geri çekildim bakışları yüzümü taradığın da içimden yüzümde izi görmesi için dua etmeye başladım. Gözleri dudağıma kaydığı da

“Dudağına ne oldu?” diye sordu
 

“ Uçuk çıktı.” Dediğimde başını sallayıp gözü arkamda kalan Destan’a bir kaç saniye takılmış tekrar bana döndüğünde sitem eden bir ses ile “ Gittiğinizden beri şu telefonunu bir açamadın Zifir. Meraktan ölelim mi istiyorsun?” dedi sonlara doğru sesi sitem eder gibi çıkmıştı. Biraz kötü hissettim kendimi neredeyse beş gün olmuştu fakat ben sadece dün Laçin ile konuşmuştum oysa ki giderken arama mı söylemişlerdi.

KARA KUYU "EFLATUN"Where stories live. Discover now