1

2K 105 13
                                        

Üç kardeş sokakta koşuyorlardı, en küçükleri Jeno'nun hazırlıksız bir şekilde evden çıkmasıyla salonda ders çalışan en büyük ağabey Taeyong peşinden koşmuş, onların arkasından da ortancaları Mark çıkmıştı.

''Jeno dur artık! Nereye gidiyorsun?!'' kardeşleri hiç alışık olmadıkları şekilde koşuyordu, yaprak kıpırdamayan yaz gününde etrafındaki çöpleri savura savura.

Bir anlık duraksayıp etrafına bakınmasıyla Taeyong ona yetişmiş ve dirseklerinden tutup kendine çevirmişti. Üçü de nefes nefeseydi, Taeyong'un üstündeki ince tişört bile tenine yapışmıştı.

Kardeşinin her zamankinden daha kızarık gözlerine baktı, uyuşturucu krizindeydi. Taeyong elini kardeşinin alnına uzattı ve uzun yağlı saçlarının altındaki tene dokundu, soğuk ter döküyordu.

''Jeno... bunu halledebiliriz. Hadi eve gidelim ve doktoru arayalım, hım? Hadi bebeğim.'' Kardeşi ona bakmıyor, duymazlıktan geliyordu. Ya da Taeyong öyle sanıyordu.

''Hyung, niye bize bakmıyor? Gözbebekleri büyümüş!''

''Jeno?!'' Taeyong kardeşinin kemiklerini rahatça hissettiği kollarından sarstı. Jeno Taeyong'a baktı ve hemen ardından onu göğsünden itip tekrar koşmaya başladı. Taeyong beklemediği darbeyle geriye düşmekten kardeşinin kolundan tutmasıyla kurtulmuştu.

''Lee Jeno!'' Jeno ilerledikleri sokaktan sağa saptı ve alt sokağa, genelde kaykay ve paten sürenlerin takıldığı yere ulaşımı sağlayan merdivenlerden indi hızlıca. Ardından sola döndü ve bir süre sonra yıllar önce boşaltılan su kanalına indi.

''Bulmam lazım, bulmam lazım!'' Taeyong tekrar kardeşinin kolunu tuttu.

''Eve gidiyoruz, hemen!''

''Neyi bulman lazım Jeno?''

''Onu!''

''O kim?'' Jeno ağabeyinin kollarından sıyrılıp ileride gördüğü birine koşmaya başladığında diğerleri de peşine düştü.

"İhtiyacım var!" Jeno bağırdığında ilerlediği kişinin dikkatini çekmiş, ayağa kalkıp ona bakmasına sebep olmuştu.

"Hepsini sattım, üzgünüm!" çocukta karşılık verdiğinde Jeno dibindeydi.

"Lütfen, sadece bir hap bile olur. Ölmek üzereyim, nefes alamıyorum!"

"Hepsini sattım, hiç kalmadı Jeno."

"Ne isterseniz yaparım, lütfen!"

Taeyong da yanlarına varmıştı.

"Seni orospu çocuğu, kardeşimi bu hale sen getirdin!"

"Bana geldiğinde amatör değildi."

"Yalancı piç!" Taeyong sattığı maddeler gibi beyaz bir takım elbise giymiş, oldukça nazik gözüken çocuğa yumruğu geçirmişti. İtiraf etmeliydi, eğer sokakta görseydi bu adamın tam bir beyefendi olduğunu düşünürdü.

"Hyung Jeno kusmaya başladı!" Taeyong arkasını dönmek istesede elmacık kemiğine gelen yumrukla sendeleyip karşılık vermek için kollarını kaldırmaya çalışmış fakat kafasına dayanan silahla gözlerini takım elbise adamdan çekememişti.

"Mark dikkat et!" Jeno'nun bağırmasıyla Mark arkasını döndüğünde Taeyong da arkasını dönmeye çalışmış ama kafasına yediği silah kabzasıyla bayılmıştı.

Uyandığında ilk düşündüğü şey çok eski bir zindanda olduğuydu.

Men With Guns   -JaeYong-Where stories live. Discover now