第十七节; are you liar?

467 67 79
                                    

yalancı mısın?

Hayatın sonu gelmese de, onlar için son gelmek üzereydi. Herhangi bir bilgi sızdırılmadan sürdürülen operasyon getirecekti onlara sonu. Hazırsız yakalanacaklardı. Öldürülmeyecekleri için tam bir son sayılmazdı onlar için. Ölmesine sebep oldukları bedenlerin hakkını hiçbir türlü ödeyemeyeceklerdi. Kapalı kalacaklardı ama yaşamayı sürdüreceklerdi. Yemekleri ve suları vardı. İhtiyaçlarını giderebilecekleri yeterli şeyleri bulunuyordu. Gerçekten bir ceza mıydı bu?

Dışarıdaki hayata çok fazla alışmış biri için büyük bir yük, büyük bir cezaydı. Acı çekmeye alışmışlar içinse, bu da normaldi. Hapishanede acı çekecekleri bir şey bile yoktu. Sadece yalnızlık vardı. Zhan ona da alışkındı. Bu yüzden sorun etmiyordu. Hayatını devam ettirmeye çalışacaktı. Sonuçta nefes alıyordu, değil mi? Ve üzerinde bulunan yükü hafifletmişti. En önemlisi de buydu belki.

Ayrıca korumaya karar verdiği bedeni, korumaya devam etmişti. Onun için yaptığı bir şeydi. Neden daha önce gidip anlatmadığını düşünüyordu. Kendi hayatı o kadar değerli miydi, o zamanlar gözünde? Ama başka birinin hayatını kendi hayatının bile ilerisinde tutmuştu. Birçok şeye yanıt bulmuşken buna bulamıyordu. Hapishanede düşünmek için çok zamanı olacaktı. O zaman bulmayı umut ediyordu. Çünkü cevapsız kalan sorulardan nefret ederdi.

Her an ölümü hazır bekliyordu, belki anlattığını duymuşlardır ve öldürmeye gelirler diye. Hayatının çoğu bölümünü böyle geçirmişti bir nevi. Ölüm hep dibimizdeydi. Sadece hissetmez ve yaşardık.

Zhan hissederdi, hissetmişti.

O işlere girdiği günden beri ölümle yaşamıştı. Bazılarımız için korkunç bir kelime gibi geliyor. Gerçekte daha korkutucu ve berbat bir şeydi. Ama dünyanın kuralıydı. Kim bozabilirdi ki? Gücü yeten birileri var mıydı? Tanrı'ya karşı çıkabilecek birileri var mıydı? Şeytan bunu yapmıştı ama o bile ölümü engelleyemeyecek kadar güçsüzdü. O bile bir gün boyun eğmek zorunda kalacaktı.

Hapishaneye gönderilmeden önce testler yapılmıştı. Sağlık üzerine olan testlerin çoğu sorunsuzdu. Psikolojik test ise, tamamen bir sorundu. Zhan sonucu öğrendikten sonra bazen gördüğü ama anlam veremediği görüntülerin sebebini anlamıştı. Hastalığı yüzünden ortaya çıkan şeylerdi. Çok ileri seviye olmasa da şizofreni tanısı konmuştu. Ayrışmamış şizofreniye sahipti. Tam olarak hiçbir kategoriye uymuyordu. Bundan dolayı bu isimle adlandırılmıştı. Ayrıca çevresinde ona yakın kimsenin olmamasını da açıklıyordu. Hatta bir gerçeği öğrenmişti.

Gerçekten arkadaşı olduğunu hissettiği ilk kişi, aslında var olmayan biriydi. Öldüğünü gördüğü günden sonra birçok kez rüyalarını ve hatta normal hayatını ziyarete gelmişti o beden. Oysa hepsi bir yalandı. Beyninin ona oynadığı oyuna yenilmişti. Kendi de bir yalana inanmıştı.

Mahkemeye kadar özel bir hücrede tutulacaktı. Ardından tedavi olması için bir hastaneye yerleştirilmesi düşünülüyordu. Daha sonrasında ne olacağı ise muammaydı.

Yüzüne takılan normal bir maske ve siyah şapka ile birazda olsa kamufle edilmişti. Kendi teslim olduğu için kaçma ihtimalini eleyen polisler, fazla dikkat çekmemek amacıyla kelepçe kullanmamıştı. Polis aracı olmayan bir araca bindirilmişti. Sanki bir hapishane ziyaretine gidiliyormuş görüntüsü verilmek istenmişti. Hiç dikkat çekmemişlerdi. Hatta Zhan'a mesaj bile gelmemişti. Gerçekten plan polisin istediği gibi ilerlemeye devam ediyordu.

Arabadayken Zhan'ın aklına bir daha belki de hiç müzik dinleme şansı olmadığı gelmişti. Polislerin onu dinleyeceğinden emin değildi ama yinede şansını denemişti. Tek istediği yol boyunca birkaç şarkı dinlemekti. Polisler ise bunu bir son dilek gibi görerek kabul etmişlerdi.

İlk istediği şarkı Sia'nın "titanium" şarkısıydı. Yibo'yu ilk kez görmeye gittiği gün dinlemişti bu şarkıyı. Hatırlıyordu. Güçlü hissetmek için dinlerdi çoğu zaman.

"Beni vuruyorsun ama düşmeyeceğim.
Ben titanyumum."

Tüm silahlar ona ateş etmesine rağmen hepsinin yüküne karşı koymuştu. Düşmemişti. Şimdi de hala ayaktaydı. Çünkü onların düşüşüne yol açmıştı.

İkinci istediği şarkı "angel on fire"dı. Bu şarkıyı neden sevdiğini bilmiyordu aslında. Yinede son bir kez dinlemek istemişti.

"Çünkü artık kimse beni sormuyor.
Ve kimse benim ne düşündüğümü umursamıyor.
Ve kimse kalabalığın içinde "herkes bana baksın", diye bağıran beni fark etmiyor."

Kimse acı içindeki Zhan'ı fark etmemişti, onu umursamamıştı.

Üçüncü seçimi "2 kids" olmuştu. Bilmeselerde, Yibo ve Zhan ikilisi için ortak olan şarkıydı bu. En son aynı anda birleştikleri yerdi. Özeldi. İçinde bir yerlerde bunu hissettiği için dinlemek istemişti.

"Eğer her şeye katlansaydım, farklı mı olurdu?"

Bir şeylere katlanıyordu. Belki daha farklı şeyler olacaktı.

Hapishaneye yaklaşırken son bir seçiminin kaldığının farkındaydı. Müzik onun için her şeydi. Bu yüzden seçmekte zorlanırken birden radyoda bir şarkı duyulmuştu. Polis yanlışlıkla açtığını söyleyerek, son istediği şarkıyı sormuştu. Zhan'ın verdiği cevapsa az önce yanlışlıkla açılan şarkıydı.

"Bu psikopat beni ele geçiriyor.
Oyun bitti."

İçinde bulunan psikopata boyun eğdiği zamanlar olduğunu bu şarkı ile daha yeni fark ediyordu. Ayrıca gerçekten birine ihtiyacı olduğunu da fark etmişti. Aslında o kişiyi bulmuştu. Düşünmesine gerek yoktu.

Oyun bittiğinde, ona sahip olmayı umuyordu.

Tüm ses kesildiğinde arabanın kapılarının açılma sesi duyulmuştu sadece. Gelmişlerdi. Yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Hafiflemiş ve iyi hissediyordu ilk defa. Mutlu değildi. Bu daha farklı bir duygu ve histi, daha önce hiç tatma şansı olmadığı.

Yanındaki polisler gerekli prosedürü izlerken, o sadece etrafa bakınarak alışmaya çalışıyordu. İçerisi düşündüğü kadar havasız değildi. Ama yine görmeyi beklemediği beden nefesinin kesilmesine sebep olmuştu. O gecede aynı şeyi yaşamıştı.

Yan yana geldiklerinde Yibo durmuş ve Zhan'ın gözlerinin en derinlerine bakmıştı.

"Doğruyu mu söylüyorsun yoksa yalancı mısın?" şeklinde bir soru yöneltmişti.

"Senin için doğru olan hangisi?" Anlamalıydı. Yanlış bir cevap vererek kendinden daha fazla nefret etmesini istemiyordu.

"Bilmiyorum. Benim tanıdığım doktor mu doğru olan, yoksa beni öldürmeye çalışan katil mi doğru olan. Sanırım her türlü yalancı çıkıyorsun. Umarım polise anlattıklarındır doğru olan. Benim için berbat bir seçenek ama diğer insanlar için iyi sonuçlar getirebilir. Senin aksine insanları önemsiyorum." Son sözü bir doktora söylemişti. Belki de söylemek istediği kişi katildi.

are you liar? || yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin