第十八节; he was killed by ...

472 64 75
                                    

...tarafından öldürüldü

Wang Yibo kurtulmuştu. Ya da gerçekten kurtulmuş muydu?

Gerçek anlamda birine ısınmıştı ve onun tarafından ihanete uğraşmıştı. Kendine yakınlaşma sebebinin bile berbat bir şey olduğunu düşünüyordu. Haklı sayılırdı, daha öncesine göre. Ama bu düşüncesini değiştirecek bir defter vardı. Zhan'ın sadece Yibo için yazılar yazdığı bir defter. Kimseye kendini açıklama ihtiyacı hissetmezdi Zhan. Bunu sadece Yibo'da yaşayarak, dökmüştü kelimelerini defterin sayfalarına.

Doğru bildiği yanlışlardan başlayarak yanlış bildiği doğrulara kadar her şeyi yazmıştı. Onun hakkında ilk ne düşündüğünü ve şimdi ne düşündüğünü de yazmıştı son sayfaya. O şarkıdan hemen sonra hapishaneye gelmeden önce ekleme yapmasına izin verilmişti.

"Seni öldürmek için yaklaştım. Tüm her şey bunun içindi. Daha sonra bir şeyler oldu. Anlam veremeden teslim etmiştim kendimi o şeye. Seni öldürmek istemiyordum. Seni tüm kötülüklerden kurtarmak istiyordum. Neden bu kadar kısa bir süre içerisinde düşüncelerim değişmişti ki? Belki de ilk görüşte aşk denilen şey gerçekti. Seni ilk gördüğüm ve gözlerimiz kesiştiğinde gün, kader belirlenmiş gibi.

Seni öldürmem için gelen tüm her şeyi geçiştirmeye başladım. Benden şüphelendiklerine emindim ama umrumda değildi. Tek amacım seni korumak olmuştu. Aşk insana bir çok şeyi yaptırabilir değil mi?

Ama beraber olamayacağımızı biliyorum. Çünkü geriye kalan tüm hayatım artık bu kapalı yerde geçecek. Senin için ise önü açık bir hayatın var. Onu en güzel şekilde yaşamanı diliyorum. Seni seviyorum, Wang Yibo."

Eline geçtiği gibi defteri hızlı hızlı okumuştu Yibo. En son kısımda kalbinin teklediğini hissetmişti. Gerçek olamayacak kadar farklıydı olan her şey. Tüm hayatının şokunu iki, üç gün içerisinde yaşamıştı. Dünyanın karşımıza çıkaracağı şeyler belli olmuyordu işte. Tüm hayatımız boyunca görmediğimiz ve yaşamadığımız şeyleri, bir gün içerisinde görüp yaşayabiliyorduk. Tuhaftı.

Polisin gizli yürüttüğü operasyondan haberi olmuştu. Sonuçta o sayede çıkabilmişti içeriden. Eve gittiğinde hemen gizlice daha önce girdiği siteye girmeyi ihmal etmemişti. Hala işlerini yapıyorlardı. Demek ki daha yakalanmamışlardı.

Tam o sırada Yibo, kendi adını görmüştü. İçeriden çıktığına dair konuşuyorlardı. Demek ki içeride bile adamları vardı.

Kurucu ile konuşan diğer kullanıcının kim olduğunu merak ederken, anlayabilmesi için bir cümle geçmişti.

"Yibo'nun belki de tek rakibiyim ama lanet olsını bir türlü geçemiyorum." Yuchen'di. Başka hiç kimse ona karşı kin tutmuyordu ve hep birincilik için onunla yarışıyorlardı. Aklından geçmişti ama hiç ihtimal vermemişti. Kibirin insanı bu kadar kötüleştireceğini düşünmemişti. Hatta mesajlarda yazdıkları o kadar iğrençti ki, Yibo dayanamıyordu. En sonunda kurucu onu kendinin öldüreceğini bile söylemişti. Ölmeden önce yapması gereken şeyler vardı.

İnternette bir çok kaçak site vardı. Hepsini yakalamak imkansız gibiydi. Yibo bu sefer denk gelmeden, birini isteyerek bulmuştu. Silah satan bir site. İşe yarardı. Hemde bulunduğu yere yakın olduğu için elden teslim imkanı vardı. İşte şimdi daha işe yarar olmuştu.

Hemen bir mesaj yazarak karşılık beklemişti. Saniyeler içerisinde ise geri dönüş yapılmıştı. Gerçekten aktif bir siteydi.

Yibo hemen istediği silah türünü yazdı. Küçük ama çıkan kurşun ile öldürme ihtimali yüksek bir şeyler istiyordu. Fiyatı önemli değildi. Sonuçta bundan sonra para harcamasına bile gerek kalmayacaktı. O yüzden istedikleri kadar para verebilirdi.

are you liar? || yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin