3. BÖLÜM

42.4K 1.7K 141
                                    


RASTLANTI (Aşk-ı İtalyano)OLİMPOS YAYINLARI tarafından 2015 yılında basılmıştır. 

***Keyifli okumalar

                                                                             3.BÖLÜM

Dışarıdan oldukça harabe görünen binanın önüne geldiğinde, elindeki adrese bakan Aslı, adresin doğruluğundan emin olamayan bakışlarını bir kez daha kâğıtta gezdirdi. Adres doğru olmasına doğruydu ama binanın dıştan görünen hali, kesinlikle bu zamana ait değildi. Roma'daki birçok yapının tarihe uygun biçimde restore edilip, korunduğunu biliyordu ama bu binanın kesinlikle onlarla yakından uzaktan bir ilgisi yoktu. Bu çok katlı, gri duvarlı ve tam anlamıyla pespaye bina, gerçekten berbat görünüyordu.

Emin olmak için adımlarını binanın dar girişine doğru yönlendirdiğinde, kalabalık bir grupla burun buruna geldi. Güle oynaya çıkan kızlı erkekli grubun, keyifli oldukları her hallerinden belli oluyordu. Onlara şaşkın bir ifadeyle bakan Aslı'nın yüzünde ise zerre kadar keyif yoktu. Daha çok bir korku filminin bir sahnesinde gibiydi. Gündüzün ışığına rağmen oldukça karanlık binanın, uzun dar koridorundan geçtikten sonra banko gibi bir yerde oturan görevliye doğru ilerledi. Karşısındaki orta yaşlı İtalyan'a çat pat İtalyancasıyla derdini anlatmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Konuşmasına İngilizce devam edince, adam önündeki listeden Aslı'nın adını bularak ona gülümsedi ve genç kıza bavulunu işaret ederek ona peşinden gelmesini söyledi.

İki kat çıktığı merdiven sonrası doğru yere geldiğine emin olan Aslı'nın gözleri, etrafa memnuniyetsizce bakınmaya başladı. Nereye düşmüştü böyle? Onun hayallerindeki "La dolce Vita1" kesinlikle bu değildi. Kalacağı odaya girdiği an ise neredeyse gözleri yuvalarından fırlayacaktı. Elindeki bavulu sesli bir şekilde yere bıraktı. Tamam, çok da kötü sayılmazdı ama hayallerindeki yerle de uzaktan yakından ilgisi yoktu. Aman Allah'ım! Sanırım, biraz dürüst olmanın kimseye zararı olmazdı. Burası gerçekten berbat ötesi ve üçüncü sınıf pansiyondan bozma bir yerdi. Daha ilk dakikadan hayal kırıklığına uğramıştı. Küçücük, kutu gibi bir odanın içerisine sıkıştırılan üç tane yatak, çalışma masası, giyinme dolabı... Oldukça kötü bir aydınlatmaya sahip ışıklar ve insanın üzerine gelen duvarlar... Üstelik iki yatağın üzerine yığılmış kıyafetlere baktığında, odanın üçüncü sakini olacağını anlamıştı.

Ellerini orta uzunluktaki sarı saçlarının arasından geçirdikten sonra yanaklarını şişirerek sıkıntılı bir nefes verdi. Bu odada bırak altı ayı, bir geceyi bile geçirmesi mümkün değildi. Broşürde gördüğü, en fazla iki kişilik gibi duran modern odalara ne olmuştu? Dünyanın parasını verdiği kurs, kalacak yer diye burayı mı bulmuştu yani? Hayır, bu gerçek olamazdı! Böyle bir şeyi kabul etmesi imkânsızdı. Onca parayı, yıkık dökük bir odada konaklamak için hayatta vermezdi.

Bavulunu da yanına alarak, viraneyi aratmayan binadan sinirli bir şekilde çıktı. Yokuş aşağı inerek, bulunduğu yere çok da uzak olmayan kursa doğru giderken, hala bu işte bir yanlışlık olduğunu düşünüyordu. Selamlaşma kelimelerinin biraz ötesinde olan İtalyancasını bir kenara bırakarak, kendisini anlamamakta inat eden kurs müdürüne gayet şirin bir şekilde, derdini İngilizce anlatmaya başladı. Ama karşısındaki deri koltuğa gömülen kadının bakışları, ona yardımcı olmaktan ziyade son derece umursamazdı. Aslı'nın ise daha fazla iyimser olmak gibi bir isteği kalmamıştı. Her an patlamaya hazır bir bomba gibi kadının üzerine sıçraması, an meselesiydi.

"Bakın size tekrar söylüyorum; Ben onca parayı, sizin o berbat pansiyonunuzda kalmak için vermedim. Lütfen, kiminle görüşüyorsanız görüşün ve bu yanlışlığı bir an önce düzeltin. Yoksa sonu gerçekten kötü olacak!"

RASTLANTI (Aşk-ı İtalyano) RaflardaDonde viven las historias. Descúbrelo ahora