'25

56.9K 2K 188
                                        

'Sen göğe bak,
Ben sana,
İkiside aynı şey sonuçta
Gök güzelse, senin yüzünden...

"S-senin ne işin var burada?" Bunu ona sorarken yüz ifadesi değişmiş, şaşkınlığını gizleyememişti.

Oltaya geldiğini anlaması pek uzun sürmemişti. Hazal ve Hande'nin bu ısrarcı tavrının altında birşeyler aramalıydı. Bunun hesabını o iki yandaşçıya soracağını aklının bir köşesine yazdı.

"Senin için güzelim!" Gülümseyerek bunu söylediğinde Miray'a bir adım yaklaşıp, elini yanaklarına koydu. Fakat genç kız anında geri çekilmişti.

Sertçe "Bırak!" Diyerek yanından uzaklaşıp, adımlarını dışarı yöneltti.

"Hazal! Hand-" dediğinde ortalıklarla kimse yoktu. "Defne! Kızımı da mı götürdüler ya?" Sinirle kendi kendine söylendi.

Fırat'ta yanına geldiğinde Miray'ın aksine gayet sakindi. Genç kızın hemen kollarına atlamasını beklemiyordu elbette.

"Biz başbaşa kalalım diye gittiler güzelim! Merak etme ben uyardım ikisini de. İyi bakacaklar kızımıza."

Genç kızın sinirleri iyice tavan yapmıştı. Derin bir nefes aldığında sakin kalmaya çalışıyordu. Kendisinden izinsiz kızını götürmekte neyin nesiydi!?

"Sen ne yaptığını sanıyorsun ya? Böyle şeylerle seni affedeceğimi mi düşünüyorsun? Daha fazla saçmalamadan kızıma götür beni hemen!"

"Ben seversin diye düşünmüştüm..!"

"Sevmem! Bana güvenmeyen birinin hiçbirşeyini sevmem de istemem de!"

"Bak ikidebir 'Bana güvenmedin' deme! Sana bunun açıklamasını defalarca yaptım!" Sesini istemeden yükselttiğinde boğazını temizleyip, tekrar söze girdi.

"Hadi!" dedi elini uzatarak. "İçeri geçelim. Konuşuruz!"

Genç kız bunu anında reddetmişti.

"Seninle konuşacak birşeyim yok benim! Kızımı istiyorum sadece!"

"Miray geliyor musun? Yoksa ben mi götüreyim seni içeri?"

"Gel-mi-yo-rum!" Diyip kollarını birbirine bağlamıştı. Herne kadar ona bağırıp, çağırsa da bir yanı ısrarla inadı bırakıp affetmesini söylüyordu.

"Sen bilirsin!" Diyip genç kızı belinden kavrayarak kucağına almıştı.

"Ne yapıyorsun sen ya?"

"..."

"Bırak beni hemen..!"

"..."

"Fırat sana bırak dedim!" Bir yandan söyleniyor, diğer yandan ise kollarından kurtulmaya çalışıyordu. Fakat pek etkili olduğu söylenemezdi.

Genç adam zorda olsa Miray'ı içeri sokabildiğinde elinin tersiyle alnını silip, hızlı verdiği nefeslerinin ardından söze girdi.

"Kızım nasıl ağırlaşmışsın sen! Taşıyamadım resmen!"

"Ha hem güvenilmezim, hem ağırım öyle mi? Sana şöyle zayıf, güvenilir birini bulalım o zaman!"

Miray'ın bu söylediğine karşılık içinden sessizce gülüp cevap vermişti.

"Aldık seni bir kere işte! Kimi bulacağım bu saatten sonra? İdare edeceğiz artık!"

"Fırat seni gebertirim bak!" Dediğinde dişlerini sıkmış, omuzuna sertçe vurmuştu.

O    G E C E 🌒Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora