V- "Vedalar ve Kalanlar"

99.5K 6K 6.1K
                                    



Elimdeki pansumanı kasten, bile isteye Fetih'in eline bastırırken en başından olduğu gibi gerildi; elimin altındaki kolu kasıldı ama tepki vermedi. Ne sözel olarak ne de fiziksel olarak. "Tabi," dedim alayla, gözüm abisinin yarasından tek bir an bile bakışlarını çekmeyen Zeliha'yı bulurken göz kırptım.

"Buldun benim gibi doktoru. Yüksek kalite, ücretsiz tedavi."

Gözlerimi defalarca kez fiziksel acısını arttırdığım yüze kaldırırken yarasına bakmasını bekliyordum ama onun gözleri bendeydi.

"Birkaç ay önce yemin ettim diye dolanıyordun ortalıkta. Ne bu minnet bekleyişi?" Gözlerimi kısarken antiseptik solisyonun fazlaca yaktığı eline pamuğu hırsla bastırdım. Ben onu ne kadar tepki vermiyor sansam da yüzüne baktığımda gayet de ifadesinin değiştini anlamıştım. Dişlerini bastırdı birbirine. Çenesindeki kemik belirginleşti.

"Görev yerimde olmamayı geçtim, izin günümdeyim. Şansını fazla zorlama. Elim hafiftir ağırlaşmasın. Yine söylüyorum bulamazsın benim gibi doktoru."

Dudakları kıvrıldı ama onunki de alayıma karşılık vermek içindi. Dilini alt dudağında gezdirdi göz ucuyla bana baktı.

"Asıl sen benim gibi hasta buldun da. Öp başına koy. Canımı çıkardın burada. Sesim çıkmadı."

İkimizin de niyetinin Zeliha'nın yanında işi şakaya vurma olduğu bariz belliydi ama sanırım bir yerden sonra, bir miktar inceden inceden ayar oluyorduk birbirimize. O yüzdendi bu bakışların sebebi.

Zeliha'ya baktım göz devirerek. "Bu hep böyle mızmız mı? Küçükken kendi düşüp ağlayanlardan. Her halinden belli."

Zeliha gülecek gibi oldu ama Fetih'in bakışlarını hissedince dudaklarını birbirine bastırıp omuzlarını kaldırdı yukarı bir çocuk gibi. İşte tam bu anda biraz önce bahsettiğim bizim inceden birbirimize ayar olma durumumuz devreye girdi.Temizlediğim ve dikişlik durumu olmayan kesiklerin üzerine özenle gazlı bez yerleştirirken kısa bir an Fetih'ten aldım gözümü ama sesinden kaçamadım.

Zeliha'ya ithafen "Asıl bu hep böyle durmadan konuşuyor mu? Susmadı gitti. Pansumanı da ben teklif etmedim ama dakikalardır onu dinliyoruz."

Ona pabucumun kenarı bakışı atarken Zeliha tarafsız kalıp cevap vermemeye devam etti. Pansumanı bitirirken "Su değmesin. Bir daha yapmam." dedim ilk yardım çantasını toparlarken.

"Bir daha yaptırmam." diyerek karşılık verdiğinde hiçbir şey söylemeden oturduğum sandalyeden geriye yaslandım. Bir süre bakışırken hiç çabasız ne söylemek istediğimi anladı. Elim telefonuma giderken Fetih kardeşine bakıp "Zeliha hadi güzelim sen geç içeri." diyerek odayı gösterdiğinde Zeliha başını iki yana salladı.

"Hayır," diye sızlanırken "İşin başı da sonu da benimle alakalı çocuk gibi odaya girmek istemiyorum." dediğinde ikimizde anlaşmadan aynı cümleyi kurduk.

"Çocuksun zaten."

Garipçe ikimize bakarken omuzlarını kaldırıp indirdi. "Lütfen," dedim. "Odada tabletim var. İsterse-"

Zeliha'nın hayrete düşen bakışlarıyla dudaklarımı öne büzerek durdum. Başımı salladım ağır ağır. "Bununla kandırabileceğim kadar çocuk değilsin tabi." diyerek kabullenirken başımı salladım.

"Abinin ağzı fazla bozuk," deyiverdim anında. Fetih'in bakışları anında beni buldu. Umursamadan devam ettim. "En azından bunları duymamak için daha çocuksun. Şimdi yine bir ton çirkin şey söyleyecek."

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin