yirmi

3.7K 267 204
                                    


yirmi: uhgood


"On sekizinci yaş günün kutlu olsun!"

Seokjin, gecenin on ikisinde, elinde ev yapımı bir pastayla ve pastanın üstünde ışıldayan mumlarla yatakta uzanan Taehyung'un başında dikilirken Taehyung uykusunun en derin noktalarındaydı.

Yatakta doğrulup yüzünü ovuşturdu. "Hyung... Ne yapıyorsun?"

"Doğum gününü kutluyorum," diye şakıdı Seokjin, lacivert örtülü yatağın en uç noktasına otururken. Pastayı Taehyung'un yüzüne yaklaştırdı ve yanan mumları kast ederek, "Üfle!" dedi neşeyle.

Hibrit hyungunun bu hallerine alışık biri olarak sakince mumu üfledi; perşembeyi cumayı bağlayan bir gecede, hyungunun saat on ikide onu uykusundan uyandırarak doğum gününü kutlaması normaldi sanırım. Gözleri ışıldıyordu ve Taehyung onu tüm akşam boyunca pastayı yaparken görse bile ses etmemiş, hyungu da göründüğünün bilincinde olsa da Taehyung görmemiş gibi davranarak huzurla pastayı süslemişti.

"Hediyen daha gelmedi." Seokjin, mumları üfleyip başını geri yastığa atan Taehyung'a baktı. "Kargoda sanırım. Bir iki güne gelir, o zamana-"

"Hediyeye ihtiyacım yok."

Seokjin hibritin sözlerine gözlerini devirip elindeki pastayı hibritin ders çalışma masasının üstüne koydu, gerçi hibritin bu masayı bir kere bile kullandığını görmemişti. "Olsun, ben yine de aldım."

Taehyung aklına gelen fikirle sırıttı, hyungunun kolundan tutup onu bedenine çektiğinde Seokjin şaşkınlıkla hibrite baktı.

"Düşündüm de, hediyeye ihtiyacım var aslında. Ama şu an hediyem yok." Taehyung dudaklarını büzdü.

Seokjin dudağını dişledi. "Birkaç güne gelecek dedim ya Taehyung-ah, özür dilerim."

"Mecbur bana başka bir hediye vereceksin..." Seokjin başını yasladığı göğüsten kaldırarak hibrite baktı. "Bu gece benimle uyu," dedi Taehyung, baş parmağıyla hyungunun yanağını okşarken.

Seokjin aceleyle yataktan kalkmaya çalıştı. "Taehyung-"

"Hyung, üç haftadır benimle uyumuyorsun! Yüzüme bile bakmıyorsun."

"Abartma," dedi Seokjin gözlerini devirerek. Yatakta doğrulmuştu ama Taehyung'un bileklerindeki eli kalkmasını engelliyordu. "Sadece... Ne bileyim, yanında yatmam için bir sebep olmadı ki. Hem havalar da çok sıcak zaten, terleriz birlikte yatarsak-"

"Sanki hayatımız boyunca hiç küçük kanepede birbirimize sarılarak uyumamışız gibi konuşuyorsun." Taehyung, hyungunu yerinde tutmak için kollarını sıktı, Seokjin mızmızlanarak kolunu küçüğünün beline sardı ve yeniden başını göğsüne yasladı.

"O sen daha on bir yaşındaykendi," dedi Seokjin, anılar gözünün önüne süzülürken. Uykuluydu ama sırf hibritin doğum günü için ayakta kalmıştı. "Şimdi büyüdün. Bak, on sekiz oldun bile."

"Evet." Taehyung tavana bakarken istemsizce sırıttı. Artık önümüze sürebileceğin bir bahane kalmadı... Artık reşitim.

"Benim gözümde hala küçücüksün gerçi," diye kıkırdadı Seokjin. "Büyük lila gözlerinle bana bakışını unutamıyorum kapıma geldiğinde. Dizlerime tırmanmaya çalışmıştın."

Taehyung gözlerini devirdi. "Artık çocukluğumu deşmesek mi? Hani büyüdüm ya?"

Seokjin yumruk yaptığı eliyle usulca gözünü ovuşturdu. "Uykum var~"

dandelion || taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin