YURT

13.5K 1.9K 122
                                    


Babası gelen aramayı açtı ve telefonu kulağına koydu "Alo" dedi. Karşı tarafın ne söylediğini Mert duymadı. Sonra babası "Evet, Ali Çağan." dedi. Bu cevaptan sonra babası bir süre konuşmadı. Anlaşılan karşı taraf bir şeyler anlatıyordu. Bir dakika diyerek lafını kesti babası ve Mert'e döndü "Oğlum sen Serkan abi diye birini tanıyor musun?" diye sordu. Mert hayır anlamında kafasını salladı. Bundan sonra babası çok sinirlendi. Telefondaki her kimse ona bağırarak "Bak kardeşim! Her kimsen seni ben de oğlum da tanımıyoruz. Bizim kalacak yere de ihtiyacımız yok. Numaramı da silin. Bir daha bu numarayı ararsanız sizi polise veririm." Dedi.

Sonra aniden telefon kapandı. Karşı taraf tek bir söz bile söylemeden telefonu kapatmıştı. Mert "Kimdi o?" diye sordu. Babası hala öfkeliydi "Cemaatçilerden bir yavşak işte kim olacak? Daha bismillah yeni geldik memlekete hemen numaramı bulmuşlar. Ne bok yedikleri belli değil. Kardeşim sen ne hakla benim numaramı bulup beni rahatsız ediyorsun ki? Neymiş bir de diyor ki durumunuz kötüyse para da vermeyebilir. Ulan sana mı kaldı benim karnımı doyurmak?" diye kendi kendine konuşmaya devam ediyordu.

Bir ara Mert'e döndü ve "Eğer bunlarla en ufak bir konuşman olsun senin de gelmişini geçmişini s..." dedi. Mert "Şimdi benim ne suçum var?" diye sordu masumca. Evet, Mert'in hiçbir suçu yoktu. Ama babası oldu olası hocaları sevmezdi. Gerekçe olarak da küçükken kendisini sürekli döven köy imamını ve askerde hoca diye tanınan ama kendisinden aldığı borç parayı ödemeyen askeri gösterirdi. Kendini hoca ilan edenlerin hepsinin dolandırıcı olduğunu iddia ederdi. Dini kendi çıkarları için kullandıklarını söylerdi. Mert babasının sözlerinde ne kadar haklı olduğunu ilerleyen yıllarda görecekti.

Babası dışarıda oturup biraz sakinleşti. Sakinleşmesine içtiği bir sigara da yardımcı oldu. Mert babasını izlemek dışında bir şey yapmadı. O da sigara içmek istiyordu ama babasının yanında bunu yapamazdı. Babası sigara içtiğini biliyordu. Ancak yine de yanında içmesi için daha uzun yıllar gerekliydi. Çünkü kendi yaşıtlarının babasının yanında sigara içmesi toplumda büyük bir saygısızlık olarak değerlendiriliyordu. Mert bunu saçma bulsa da bu toplumsal kurala uyuyordu.

Yurttan içeri girdiklerinde içerde bir kapı daha vardı. O kapıya entegre biçimde girişin sağında güvenlik bölmesi vardı. Güvenlik orada yaylanarak oturmuş televizyon izliyordu. İçeri girdiklerini gördü ama önemsemedi. Babası yanına gidip selam verdi. Yurda kayıt olmak için geldiklerini söyledi. Güvenlik hemen sağdaki ilk odanın müdür odası olduğunu söyledi. on adım ileriden sağa dönünce güvenliğin söylediği müdür odasını buldular. Kapısını kapalıydı. Babası kapıya vurdu. İçerden "Gel!" sesi duyuldu.

Kapıyı açıp içeri girdiler. Babası yine selam vermeyi ihmal etmedi. Kayıt için geldiklerini söyledi. Müdür çay içmeyi teklif edince babası hemen kabul etti. Mert onun dünden beri çay krizinde olduğunu biliyordu. Şimdi fırsat ayağına kadar gelmişken reddetmesi imkansızdı. Mert belgeleri doldururken babası müdür ile sohbet ediyordu. İyi anlaşmışa benziyorlardı. Belgelerin çoğu bitmişti. Müdür Mert'e gidip muhasebeye depozito ve bir aylık yurt ücreti yatırmasını söyledi. Babası ücretin ne kadar olduğunu sordu. Müdür cevap verince elini cebine attı ve yüklü bir miktar para çıkarttı. Müdürün gözleri hemen paraya kaydı.

Mert bu kadar çok paramız varsa neden yemek yemiyoruz diye düşündü. Ama bunu dile getirmedi. Babasının verdiği parayı aldı ve müdüre "Muhasebe nerede?" diye sordu. Müdür soruyu duyunca hazır bekliyormuş gibi ayağa fırladı. Kısa boyuna rağmen oldukça büyük bir göbeği vardı. Saçlarının yan tarafları kırlaşmış, üst kısmı ise dökülmüştü. Müdür pencereye doğru yöneldi. Eliyle Mert'i de pencere kenarına çağırdı. Dışarıda bir bina gösterdi. "Şu binayı gördün mü?" diye sordu. Mert "Gördüm." dedi. Görmemesi için kör olması gerekliydi zaten. "İşte o binadan içeri sağdaki ilk kapı muhasebedir." Dedi.Mert dediklerini anladığını belli etmek için kafasını salladı ve odadan çıkmak üzere kapıya yöneldi. O sırada Müdür arkasında seslendi "Arkada küçük bir kapı var oradan çık." Dedi.

ÖZGÜR-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin