6|

504 79 54
                                    


6| Acı içinde.!

•••••••••••••~♪

Tuttuğu kolu indirerek kapıyı aralarken, ben garip korku duygusuyla kalakalmıştım. Odaya girerken akan zamanın bir anlığına durmasını istedim.

"Dalga çeçiyordum."

"Ha?"

"Bu kadar korkma."
Odanın iç kısmından, dışındaki bana söylemişti.

"İsteğini bu kadar çabuk kabul etmemin sebebinin seni öldürmek olduğunu falan mı düşündün?"
"Yibo ah."
"Saf mısın?"

Beni kandırmışta olsa bu denli soğuk durması tabikide başta şüphelendirecekti.

"Hem seni nasıl öldürebilirim ki?"
Odanın her bir köşesini işaret ederken,
"Baksana etrafına kemandan başka bir şey var mı burada?" dedi.

"Kemanın teli ile boğazını mı keseceğim?" diye devam ederken bu sefer gülmüştü.

Gülümsemesinin insanın içini açacağını düşünürdüm. Çünkü her seferinde böyle olmuştu,
Lakin şu anlık pek de içimi açmamıştı, aksine boğuyordu. Açılan ağızının arasından bana gösterdiği her dişi daha çok boğuyordu, nefessiz kalmamı sağlamaya çalışıyordu, adeta gülüşü.

Kendi düşüncelerimi çaktırmadan,
"Buna inanmıyorum zaten."

"Niye?"
"Kendini bu kadar mı özel görüyorsun?"

Küçültmüş gözlerini benimkinlerin üstünde gezdirirken. Bir kahkaha bastı.
Bedenine bakış çıkmasını beklediğimden daha farklı çıkan tınısı ile sürdürdü gülüşünü.

"Görmelisin." diye ekledi en son.

Bana kurduğu iltifat sayesinde hafif tebessüm ile ağzım açık onu seyrederken,
O başını sağa doğru çevirip, benimle olan bakışmasını kesmeye yeltendi. Yutkundu.
"Hadi girelim."

Daha yeniki olayı aklımdan silmeye çalışarken odaya girdim. Ardımdan o da beni takip etti.

İçeriyi süzdüm bir müddet; Etrafa saçılmış bir kaç koltuk ve odaya bakış orta boylarda bir masa vardı, duvarın dibinde. Üzerine ise rastgele yazılmış notalar ile dolu kağıtlar yerleştirilmişti. Büyük salondakinden ziyade ayrı bir pencere de yoktu bu küçük yerde.

Ben koltuğa yerleşirken, Zhan kapının direkt karşısında bulunan ufak çaplı, kahverengi, siyah renk karışımlı dolabı açtı.

"Kardeşimdi." dedi, dolaptan ona ait olduğunu düşündüğüm kemanını çıkarırken.

"Bu günkü gelen, kardeşimdi."

Oturduğum yerden,
"Benzemiyorsunuz."
"Açıkçası-"
"Şey sandım.."

"Sevgilim mi?"
Lafımı bitirmemi beklemeden atıldı.

Kafamı yere eğip sallarken,
"Evet"

"Fark ettim."

"Aslında benzemememiz normal."
"Ailemiz aynı değil."dedi.

Bunu söylerken, bana sırtını dönmüş, bulmayı umduğu şeyi aramıştı bir süre. O aramayı sürdürürken ben ise, anlatım tarzı çok isteksiz gelmiş olmalı ki bir anda atıldım,
"Memnun değil gibisin bu durumdan."
"Yani.."
"Bir kardeşinin olmasından."

Duraksadı.
Hafif boynunu eğerken fısıltılı bir tonla konuştu.

'Hayır..'
'Sadece böyle bir aileye katılmasını ve buna ortak olmasını istemezdim.'

Violinist | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin