Bölüm 17

465 30 14
                                    

Uzun bir aranın ardından İmkansız yeni bölüm geldi, en azından birkaç kişinin beklediğini umuyorum. Beğeneceğinzi düşünüyorum, ve anlayışınız için teşekkür ederim. Keyifli okumalar 

"O boruyu boğazımdan aşağıya sarkıtmalarına izin vermeyeceğim." dedi Merve yüzünü buruşturarak. Annesi ona küçümseyen gözlerle baktı. "Kızım, kaç saat oldu biz hala seninle uğraşıyoruz. Merak etme hissetmeyeceksin bile."

Merve bir annesine bir de ona bakan iki güvenli göze baktı. 'Berk yaptıysa, ben de yaparım.' diye geçirdi içinden. "Tamam anne, tamam. Hadi yapın ne yapacaksanız." Merve annesinin elindeki aletle ona doğru geldiğini görünce birkaç küfür mırıldandı.

***

"Komik değil Berk, inan hiç komik değil. Ya ben senin yüzünden midemi yıkattım, sen burada bana kıs kıs gülüyorsun." Berk bir kez daha kıkırdadı Merve'nin bağırmaktan kıpkırmızı olan yüzüne.

"Yapma, Merve'm. Sadece, annen hemşire ve sen hastanelerden pek hoşlanmıyorsun. Yani ne büyük bir ironi." Berk gülmekten konuşamıyordu, Merve Berk'e bir kez daha baktı. Sonra önüne dönüp kollarını birleştirdi.

Berk birkaç kez Merve'ye seslendi. "Merve, ne oldu ?" Merve göz ucuyla Berk'e bakmaya başladı. "Sana küstüm Berk. Şu an yüzünü yumruklamak istiyorum. Senin yüzünden buradayız ama sen oturmuş bana gülüyorsun."

Berk ayağa kalkıp Merve'nin yatağına oturdu. "Ben seni düşünmüyor muyum saıyorsun ? Benim yüzümden sana bir şey olacak diye yolda ödüm koptu. Annenin yüz ifadesi ? Ya Merve, hiç sana kıyabilir miyim ben ? Küstün mü sen bakalım bana ?"

Merve gülümseyerek Berk'e baktı. "Ben de sana kıyamam." dedi. Berk tam Merve'yi öpecekti ki içeriye bir hemşire girdi. Hemen toparlanıp öksürdüler. Hemşire gizlice gülümsedi. Merve'nin ve Berk'in değerlerine baktı. Sonra gülümseyip onlara döndü.

"Taburcu olabilirsiniz. Annene selam söyle Merve'ciğim. " dedi ve başıyla selam vererek odadan çıktı. Merve de ayağa kalkıp hırkasını üzerine giydi ve başıyla Berk'e dışarıya çıkmasını işaret etti. Beraber odadan ayrıldılar.

***

Berk, bir saattir gülen Meriç'e yüzünü çevirdi. "Merve'nin neden böyle sinir olduğunu anladım şimdi. Oğlum sussana !" Okulun bahçesindeki birkaç insan Berk'le Meriç'e döndüğünde, Meriç sustu.

"Tamam be, komikti ama. Kız sana kendine güvenmiyorsan yapma demiş. Senin etin ne budun ne ? Nerene güvendin de bu işe bulaştın kanka ?" Meriç tekrar gülmeye başladığında Berk adımlarını hızlandırıp okula girdi.

Aslında ne zaman Merve'yle bir metreden yakın olsalar tüm gün o an gözlerinin önünden gitmiyordu. Sanki elini uzatsa ona dokunacak gibi hissediyordu. Sınıfa girip en arkadaki sırasına doğru ilerlerken sınıfta daha önce görmediği bir kız yolunu kesti, işaret parmağını Berk'in göğsünde gezdiriyordu, tam konuşacakken Berk sinirli bir tavırla "Sakın. Sakın bir daha oraya dokunma, oranın sahibi var." diyerek kızı itti ve sırasına oturdu. 

Zeynep Hoca'nın dersiydi, başının ağrıdınığını ve ders işlemeyeceğini söyledi. Sınıftakilere "Sessiz olun gerçekten kötüyüm" dedikten sonra arkasına doğru yaslanıp eline bir kitap aldı. Bu sırada Merve içeri girip sırasına doğru hızlıca yürüdü fakat Zeynep Hoca ayağa kalkıp "Ooo Merve Hanım, hoş geldiniz; daha erken, neden bu saatte geldiniz ki ?" diyince fren yapmak zorunda kaldı. "Yapmam gereken birkaç işim vardı da." diyip yerine oturdu, Zeynep Hoca üstelemedi, kitabını okumaya devam etti. 

Merve fazla gergin görünüyordu, Zeynep Hoca'nın ikide bir Berk'e baktığını görünce gerginliği ve siniri ikiye katlandı. Dik dik Zeynep Hoca'nın gözlerinin içine bakmaya başladı, ki Zeynep Hoca bunu fark ettiği anda sanki Merve'yi daha çok sinirlendirmek adına Berk'e adeta gözünü kırpmadan bakmaya devam etti. Merve'nin kıskançlıktan gözleri dönmüştü, ani bir hareketle kendini yan sırada oturan Berk'in kucağına bırakıp öpmeye başladı. Berk daha ne olduğunun farkına bile varmadan Merve'nin ve kendi dudaklarının adeta bir bütün olduğunu fark etti.

Sınıftaki herkes onlara bakıyordu, kıskanan kızlar; sinirlenen erkekler ve arada "Ooooo" diye bağıran birkaç kişi... Zeynep Hoca aniden kalkıp masaya sertçe vurduktan sonra sınıfta birkaç saniyelik sessizlik oldu. Merve Berk'in kucağından havalı bir şekilde kalkıp yerine oturmadan önce saçını salladı. 

"Bu ne terbiyesizlik ? Sınıfta olduğunuzu unutuyorsunuz galiba ?"

Merve ayağa kalkıp Zeynep Hoca'nın karşısına geçerek "Ne o hocam ? Sizin öğrencinizi dakikalarca kesmeniz normal, benim sevgilimi öpmem mi ayıp ?"

"Sevgilim" kelimesine başta Berk olmak üzere tüm sınıf şaşırmıştı, ama Merve'nin amacı Zeynep Hoca'yı sinirden delirtmekti.

"Küstah." diyerek Merve'ye sertçe bir tokat attı, Merve yüzünü tutarak "Sürtük kadın, görürsün sen." diyip sınıftan çıktı.

Meriç "Abi koşsana." diyip Berk'in omzuna vurdu. Berk hala az önceki öpüşmenin ve Merve'nin sıcaklığının etkisindeydi, uzun bir süre de öyle kalacak gibi görünüyordu. "Bırakalım biraz yalnız kalsın, bazen bu iyi gelir. Birazdan ben de giderim yanına." diyerek gözlerini duvara dikip Merve'yi düşünmeye başladı. 

O sırada Meriç pencereden dışarıya baktı. "Abi, Merve bir çocukla konuşuyor. Çocuk tekin bir tipe benzemiyor koş bakalım." Berk dışarıya bir göz attı, sonra Merve'yle yanındaki çocuğu gördü, hocaya bir şey demeden koşarak sınıftan çıktılar.

***

Merve sinirli sinirli sınıftan çıktığında aslında ne yapacağını bilmiyordu. O kadının öğretmenlik hayatını bitirebilirdi. Yani ne hakla Berk'e bakardı o kadın ? Tamam yaptığı biraz fazlaydı ama..

"Merve ?" Merve karşısındaki uzun boylu, kumral çocuğa baktı. "Benim." diye cevapladı dalgın bir sesle. Çocuk bir anda Merve'nin kolunu tutup kendi koluna sabitledi. "Elimde silah var. Ani bir hareketinde, bağırışında acımam vururum. " Merve korkuyla çocuğa baktı. Yağmurdan kaçıp doluya tutulmak buydu demek ki.

"Şimdi seninle sessizce arabaya biniyoruz tamam mı ?" Merve işin ciddi olduğunu anlayınca çocuğun kolundan kurtulmaya çalıştı. Berk neden peşinden gelmemişti ? Çocuk cebinden bir bez parçası çıkarıp Merve'nin ağzını kapattı. "Bayılmadan önceki son saniyelerin Merve. Ben Baran. Birlikte eğleneceğimize emin olabilirsin, ya da eğleneceğime diyelim."

Berk Meriç'i umursamadan koşuyordu. O çocuğun Merve'yi kucağında taşıyarak arabaya bindirdiğini gördüğünde bir an duraksadı. Sonra arabanın peşinden koşmaya başladı. Meriç'in düştüğünü duydu ama durmadı. Duramadı. 'Kalbim giderken duramam.' diye söylendi.

Bir süre sonra o da yorulunca mecburen bacaklarının üstüne düştü. Hemen arabanın plakasına baktı ve uzun bir zaman boyunca göreceği sayıları, harfleri ezberledi. Meriç yanına geldiğinde, Merve çoktan gitmişti.

Meriç Berk'in solgun yüzüne baktı. "Berk ?" Berk hala nefes nefeseydi. Bunların hepsinin hayal olduğunu düşündü. Cevap veremiyordu. "Berk kardeşim ne oldu söylesene." Meriç hala Berk'e ulaşmaya çalışıyordu. Berk gücünü topladı ve gözündeki yaşlarla en yakın arkadaşına döndü.

"Ben.. Ben koştum, tüm gücümle koştum ama olmadı Meriç, yetişemedim."

İmkansızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin