yirmi beş

4.7K 252 247
                                    

yn: geçen arkadaşımla seokjin'in bacakları hakkında konuşuyorduk -ki ben bir tık aşık olurum beyefendinin bacaklarına-, şakasına "bal dök yala" dedik ve sonra... sonra ben de dedim ki ben yapamam ama kaplan taehyung neden yapmasın? 

 sonra ben de dedim ki ben yapamam ama kaplan taehyung neden yapmasın? 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

legs legs legs

yirmi beş: body



Seokjin dudaklarına kapanan dudakları hissettiğinde hep yaptığını yaptı ve arzuya arzuyla karşılık verdi, kalbi kulaklarında atsa bile Taehyung ona eğildiğinde kollarını hibritin boynuna dolayıp itaat etti –şu anlık en doğrusu buydu. Hibritin hırlamaları ve öfkeli tıslamaları arasından en mantıklısı sessiz kalmaktı, mor gözler lilaya dönene kadar bazı şeyler rafın ardına atılmalıydı.

Taehyung, "Benim," diye hırladı, büyük köpek dişlerini Seokjin'in boyuna geçirirken. Dişin tenine gömülüşü Seokjin için hep acılıydı ama hibritin ihtiyacı ondan daha önemliydi, en azından şimdilik. Dudaklarından kaçacak olan çığlığı diline hapsedip bacaklarını hibritin beline sardı.

"Senin," diye mırıldandı, Taehyung'un gümüş saçlarını okşarken. Kalbi göğsünde atıyordu ve Taehyung kendini Seokjin'in hassaslaşmış, narin vücuduna her bastırdığında inlemekten kendini alamıyordu. "Taehyung..."

"Kızgınım." Hibrit dişlerini geçirdiği teni bırakmış, kanattığı yeri emmeye başlamıştı. Dili darbeler bıraktıkça o noktada daha büyük izler oluştu, öyle belirgin bir işaretti ki bakan kimse onun sahipsiz olduğunu düşünemeyecekti. "Jinnie."

Kızgın olma, diye mırıldandı Seokjin ama sesinin cılızlığı kendine bile ulaşamamıştı. Ne diyeceğini bilmiyordu. Hibrit hyungunu yatırdığı koltukta geriye çekilip üstünden ona bakınca Seokjin mor gözlerin en azından birkaç ton açıldığını fark etmişti.

Taehyung dudağına bulaşmış kanı yaladı.

"Burada bekle." Seokjin anlamazca hibrite bakarken hibritin üzerinden kalkıp mutfağa ilerleyişini gözleriyle takip etti, hibrit mutfaktaki çekmecelerini ve dolabı karıştırırken Seokjin dirsekleri üzerinde doğrulmuş, irileşmiş gözleriyle onu izliyordu.

"Ne yapıyorsun?" Ayağa kalkıp hibritin peşinden havuzun yanına geçti, hibrit onu tınlamadan birkaç çekmece daha açtığında aradığını bulamıyormuş gibi hırladı. "Taehyung?" Seokjin gergince sordu.

Hibrit usulca ona döndüğünde dudaklarında ölümcül bir sırıtış vardı –Seokjin onun öfkesinin hala geçmediğini düşündü. "Yah," dedi korkusunu bastırmaya çalışıp. "Ne arıyorsun?"

Taehyung'un Seokjini kalçasından tutup mutfak tezgahına yaslaması birkaç saniye sürmedi, Seokjin protesto bile edemeden Taehyungla tezgah arasında sıkışmıştı ve hibrit kasıklarını birbirine sürtünce hassasiyetle soludu. "YAH!"

dandelion || taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin