VIII- "Korkunun Gölgesindeki İtiraflar"

80.3K 5.8K 4.3K
                                    

"Bastırabilirsiniz Doktor Hanım," kan aldığı yere pamuk basıp sabit durması için bant yapıştıran hemşireye hafifçe gülümserken parmağımı bastırdım isteksizce

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bastırabilirsiniz Doktor Hanım," kan aldığı yere pamuk basıp sabit durması için bant yapıştıran hemşireye hafifçe gülümserken parmağımı bastırdım isteksizce. İçeri giren Doğa bana göz kırparken "Ne dedi hoca?" diye sordum içim içimi kemirmeye çoktan başlamışken.

Hastanın HIV ya da Hepatit B virüsü olma olasılığı vardı ve bu iki hastalığın bulaşma yöntemlerinden biri de kandı. Kötüsü iki hastalığın da birebir tedavisi yoktu. İyileşme söz konusu değildi. Daha da berbatı hastanın kanı direkt olarak gözüme girmişti.

"Normalde bir haftaya kadar uzayabiliyormuş kan sonuçları ama hızlandırmaya çalışacaklar." derken oturduğum koltukta geriye yaslandım.

"Doğa," dedim alt dudağımı dişlerken. "Saçmalama diyeceksin ama ben bir halsizlik hissediyorum. Sanki boğazımda da ağrı var. Midem falan da ağrıyor galiba."

Yok artık der gibi baktı. "Saçmalama." dedi tahmin ettiğim gibi. "Bunun mümkün olmadığını sen de biliyorsun. Bak zaten çok düşük bir ihtimal. Biz sadece önlem alıyoruz şu an. Stres yapma. Psikolojik olarak pozitif çıkardın bile kendini. Tek gözle Selçuk Hoca gelip geri çekilmeni söyleyene kadar hastayla ilgilendin soğuk kanlı bir şekilde. Bir de şu haline bak, sapsarı olmuşsun"

Kollarımı önümde bağlarken gözüm saate takıldı. Dört buçuğa geliyordu sabaha karşı."Hastayı bırakamazdım, kanaması çok fazlaydı. Ama şu an kendimi bıraktım. Saldım mevlam çayıra. Ne kadar stresli bir şey bu. Allah'ım öleceksem öleyim." dedim tavana bakarken.

"Yuh," dedi sesini kontrol etmeyip. "Ölümcül değil farkında mısın? Efsun ne oldu korkudan altı yıllık tıp bilgin mi resetlendi? Yok artık!"

Omuz silktim bir çocuk gibi "En nefret ettiğim hastalıklar net tedavisi olmayıp ömür boyu yanında taşınanlar. Bir hastalık ya öldürsün, ya iyileşsin. Hayat kalitesi düşüyor. Bilmiyorum çok iğrenç düşünüyor da olabilirim. Gözüm de hala yanıyor zaten," derken başımı havaya kaldırıp yelledim. Hasta müdahalesinden yıkamam geciktiğindendi muhtemelen hala düzelmemesi.

Bacaklarını uzatarak karşıma oturduğunda "Bu olay Gelibolu'da bir ameliyat hemşiresinin başına geliyor operasyon sırasında. Hasta da acil olunca testi yapılmamış. Kadın delirip ameliyatı bırakıyor. Doktora ayrı başhekime ayrı dava açıyor. Nerden baksan herkes hatalı."

Stresten kuruyan dudaklarımı ıslatırken "Allah bilir hangi saçmalık için kavga ettiler. Allah'ım bir şey yaptım ki kesin bunları yaşıyorum, başka açıklaması olamaz." dedim kendi kendime sızlanmaya devam ederken.

"Valla hastanın ameliyatı hala sürüyor. O döner bıçağını kim sapladı ben de merak ediyorum. Hem çok acemisin, dur daha başına neler gelecek. Daha sırada o bıçağın sana saplanması vaaaar," derken sesinde ki alayın kara mizah olduğunu farkındaydım.

Ayaklandığında ben de onunla birlikte kalkacağımda eliyle durdurdu. "Hiç iyi gözükmüyorsun. Zaten çok sakin ortam. Uyu sen, üç kişi idare ediyoruz. Bir şey olursa kaldırırız seni, hadi dinlen. Tansiyonunu ölçelim mi?" diye sorarken başımı iki yana sallayıp ikili koltuğa geçip uzandım.

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin