G

955 95 46
                                    

Jimin

"Yaa hyung sence hangisi daha güzel?" elimde tuttuğum biri beyaz diğeri bebek mavisi olan gömleği Seokjin hyunga gösteriyordum. "Hangisi köprücük kemiklerini daha açık bırakıyor?" beyaz gömleği kaldırdığımda diğer gömleği elimden alıp düzenleme yapan birinin eline tutuşturdu. "Bunu giy Jiminie kesinlikle sana daha çok yakışıcak." kafamı tamam anlamında salladıktan sonra seçtiğim şeylerin yanına gitmiş ve onları alıp odaya doğru adımlamıştım.

Pişt Jimin-şeğğ az baksana.

Buyur Şerafettin

Biliyonmu seninkinin fantezileri varmış.

Ne fantezisi?

Yemek. Oğlum MALMISIN? YATAK FANTEZİSİ VAR HANİ SİKİŞ, SOKUŞ.

Sen nereden biliyorsun?

Ekmeleddin aşkım söyledi.

Heee tammam.

Jimin nolur deri pantolon giyin.

Neden?

Giyin sen.

Odaya gireceğim zaman asansörün durmasıyla kafamı o tarafa çevirmiştim. Kapıları açıldığında omuzları arasında Taehyung'u taşıyan ikiliyi beklemiyordum. "Hyung noldu ona?" hızla o tarafa yürüdüğümde derin bir of çekerek dışarı çıkmışlar ve kenarda olan koltuğa bırakmışlar sevdiceğimi. "Seokjin dediki. 'Gidin Taehyung'u alın ama adam kaçırır gibi alın az korksun.' dedi bizde iğne ile uyutup getirdik. Kafamı tamam anlamında sallamış ve koltukta olan Taehyung'a bakmıştım. İnsan değil mübarek yunan tanrısı.

"Peki şimdi gene sırtlsyın sevdiceğimi yatıralım yatağa." tip tip baktıklarında kafamı ne var derecesinde sallamış ve arkamı dönüp yürümeye başlamıştım.
Tıpış tıpış taşıyacaklar.
Kıyafetleri alıp yatağın üzerine bıraktım. Aynanın karşısına geçip kendime kısa bir süre bakmıştım. "Tanrım şu tipe bak." saçlarım oldukca dağılmış, yanaklarım ve göz altlarım ise şişmişti. Çekmeceden gerekli malzemeleri alıp yüzüme sürmeye başladım.

(Çaktırmayın adlarını unuttum.)

Parmağım ile yüzüme iyicene yayarken kapının tıklanması ile içeri Seokjin hyung girmişti. "Ahh küçük Jiminie sen yüzüne ne sürüyorsun?" elimle kutuyu kaldırdığımda gülmüş ve konuşmaya başlamıştı. "Sürmene gerek yok Jimşn Taehyung seni her halinle seviyor. Ayrıca onun küçük ve dolgun şeylere zaafı var." dediği şey ile gözlerimi büyütmüş ve ona dönmüştüm. "Gerçekten varmı hyung?" kafasını evet anlamında salladıktan sonra ıslak mendile uzanmış ve anında yüzümü silmiştim.
"Böyle daha güzelsin Jimin. Neyse hadi hazırlan Taehyung birazdan uyanır." kafamı tamam anlamında salladıktan sonra dışarı çıkmıştı.

Hızla üstümdekileri çıkardığımda yatağın üzerinde olan kıyafetlere sonkez bakmış ve aynı hızda giyinmiştim. Gömleği pantolonun içine soktuğumda hafif dışarı vermiş ve ayakkabılarımı giyinmiştim. Çantamdan şeftalili dudak kremini alıp dudaklarıma sürmeye başlamıştım. İyicene sürdükten sonra parmağım ile hızlıca yaymış ve parmaklarıma yüzüklerimi geçirmiştim.

Taş gibisin maşallah tütütü.

Seni yerim Şerafettin.

Gitsene yaa iki dakika konuşmaya da gelmiyor.

A M A N B E

Şerafettin'i boşverip hızla küpeleri ide takıp odadan çıkmıştım. Hazırladığımız salona gittiğimde hemen burnuma dolan vanilya ve şeftali kokusu ile ufak bir tebessüm yer edinmişti dudaklarımda. "Ooo enişte bu ne şıklık." Jungkook zıplayarak yanıma geldiğinde utanıp kafamı eğmiş ve konuşmuştum. "Utandırmayı çok seviyorsun değilmi Jeongguk?" kafasını hızla evet anlamında sallamış ve beni kolunun altına alıp ilerlemeye başlamıştı.
"Namjoon hyung herşey tamammı?" kafasını evet anlamında sallayıp bize doğru gelen Namjin ikilisi ile gülümsemiştim. "Teşekkürler hyunglarım. Siz olmasanız ne yapardım." sıcak bir şekilde gülümsemiş ve konuşmaya başlamıştı Namjoon hyung. "En fazla para verip organize ederdin Jimin." dediği şeyle huncura gülerken çalan telefon ile gülmemizi durdurmuş ve Seokjin hyung telefonla konuşmaya başlamıştı.

𝕄𝕆𝔻𝔼𝕃Where stories live. Discover now