yirmi yedi

3.1K 226 297
                                    

yn: playlist'e tear koydum, "^^" işaretinin olduğu yerde dinleyebilirsiniz -ki dinleyin bence:')

*


kağıttan yapılmış bir ev ve içinde biz,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

kağıttan yapılmış bir ev ve içinde biz,

sonunu gördüğünü söylesen bile, yakında yıkılacak desen bile

kağıttan yapılmış bir ev ve biz, ikimiz

saçma bir hayal desen bile, lütfen biraz daha kal.

yirmi yedi: house of cards



Yürüdüğü sokaklar bir o kadar aynı, bir o kadar yabancıydı. Hayatını harcadığı bu küçük kasabada, kasabanın ortasındaki çarşıda her şeyi bildiğini sanırdı –gördüğü her şey zihnine kazınmıştı. Ama buradan Taehyungla el ele yürümenin getireceği hissi hiç tatmamıştı; hibrit usulca onun elini kavrayıp bedenlerini birbirine çektiğinde ve her gün yürüdüğü yollarda ilk defa el ele yürüdüklerinde her şey yeniden yabancılaşmıştı. Okunmuş bir kitabı yeniden okuyup, her satırında yeniden farklı bir anlam bulmak gibi bir şeydi bu.

"Hm?" diye mırıldandı Seokjin, Taehyung'un burnunu alnına doğru hissedince. Hibrit usulca burnuyla hyungunun şakağını okşadığında Seokjin gözlerini ona çevirdi.

"Ne düşünüyorsun?" dedi Taehyung, bırakmasından korkarcasına hyungunun elini daha da sıkılaştırırken. Yaz ayında oldukları için ikisinin de elleri terlemişti –özellikle sıcaktan hiç haz etmeyen hibrit olmasına rağmen ele en sıkı tutunan da oydu. Seokjin ise onun kontrolüne bırakmıştı kendini, attığı adımlar bile hibritin yürüdüğü yollardan geçiyordu.

"Hiç." Seokjin gülümsedi. "Sabah sabah seni de uyandırdığım için üzgünüm."

Taehyung başını iki yana salladı. "Sana işinde yardım etmek istiyorum," diye konuştu, sokaktan geçen birkaç insanın garip bakışlarına aldırmadan. "Okul da bitti zaten. Bak, lise diplomamı aldım. Artık yanında çalışabilirim, birlikte çalışırız. Olmaz mı?" Saatin sabahın yedisi olması gereğiyle sadece çalışan insanlar sokaktaydı; Taehyung kalabalıkta daha çok göz düşlemişti ama asıl şimdi, bu az insanların arasında daha çok incelendiklerini gördü.

Seokjin birkaç saniye düşündü. "Yaz için mi? Neden olmasın?"

Yaz için. Kış için. Sonrası için. Her zaman. Yılın her ayı, her haftası, her günü. Taehyung endişeli lila gözlerini hyungundan çekti –bu düşünceleri bilmesine gerek yoktu, şimdilik.

Dükkana geldiklerinde günlük işleri başladı; Taehyung genel olarak sessizdi, Seokjin ise arada yorumlarda bulunmak dışında konuşmadı. Taehyung depodaki meyveleri kontrol edip çürümüş gibi olanları attı, arka tarafı temizledi ve karanlıkta kalmayı tercih etti –Seokjin ise gelen müşterilerle ilgilenip ön tarafa odaklandı.

dandelion || taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin