IX- "Kelime Oyunları"

76.7K 5.7K 4K
                                    


Yastığa bastırdığım kulaklarım her şeye rağmen telefonun sesini beynimin içinde yankı yapacak kadar alırken yastığı yumruklaya yumruklaya altından çıktım.

"Ya ertelemedim ben seni kapattım kapattım!" diye bağırarak telefonu fırlattığım yerden alırken yalnızca dörtte birlik açık olan bir görüş alanıyla o alarma ait olan ekranı değil de başka bir şeyi gördüm.

Arama ekranını!

Gözlerim irkilerek açılırken önce Fetih yazısında sonra saat arasında gidip gelirken dudaklarım öne doğru büzüldü. "Hassiktir!" derken daha fazla bekletmeden telefonu açtım. Üzerimdeki pikeyi tekmeleyerek sarmaş dolaş olan bacaklarımdan ayırmaya çalışıyordum bir taraftan. "Efendim." dedim sesimde sakinliği sağlamaya çalışırken.

"Niye meşgule atıyorsun?" diye anında bir soru yöneltti.

Meşgule atmıyorum. Alarm sanıyorum!

"Ay yok elim çarptı, ben de tam geri dönüyordum."

Sonunda pikeden kurtulmuş, tam yataktan kalkıyordum ki Fetih'in "Kapıdayız seni bekliyoruz. Senin sesin niye uykudan yeni uyanmış gibi geliyor?" cümleleriyle kalakaldım.

Bacaklarımın sarktığı yataktan aynadan göz göze gelirken kendimle elimi alnıma geçirdim.

YENİ UYANDIM ÇÜNKÜ!

"Sana öyle gelmiş. Ben üç bilemedin beş dakikaya aşağıdayım." derken yataktan hızla doğrulmaya çalışırken telefonu kapatmamla yer çekimine meydan okumam bir oldu. Evet yüz üstü, dımdızlak yere uçtum!

Ağzımdan acı dolu bir ses çıkarken alnımı parkeye bastırdım. Ben hazırlanıp merdiven kullanamadan kendimi balkondan Fetih'in arabasına atsam yine de üç dakikaya aşağıda olamazdım.

⏳⌛⏳

Koyduğum makyaj malzemeleri ve türevinde bir sürü şeyle daha da ağırlaşan çantamın yüküyle kapıyı zorlukla açıp koşar adım binadan çıkarken açtığı araba camından bana bakan Zeliha ve Fetih'le göz göze geldim.

Abisinin aksine bana tatlı tatlı bakan Zeliha önce gülümsedi sonra el salladığında daha da hızlandı adımlarım. Arka koltuğa yönelip zaman geçmeden binmeye çalışırken beynimin yerinden oynayacağı bir şey yaşandı.

Kafamı arabaya çarpmadım, geçirdim. Yalnızca kafam değil araba bile zarar görmüş olabilirdi. Nasıl aldığımı anlamadığım darbeyle "Ahh," diye içten gelen bir ses çıkarırken avucumun içi vurduğum gibi zonklayan alnıma gitti. Gözlerimin dolduğunu ,yerin kısa zamanlı ayağımın altından kaydığını hissettiğim sıra; daha garip bir ses çıkarmamak için dudaklarımı bastırdım birbirine.

Fetih ön koltuktan bedeninin yarısını çıkartacak kadar arka tarafa yönelirken "Ne oldu?" diye sordu alnıma bakarken. Elimi kaldırıp acı dolu bir sesle "İyiyim," derken araca bindim sakince. Başımın ağrısı kısa sürede yayılırken Zeliha "Abla," dediğinde telaşla istemeye istemeye gülümsedim.

"İyiyim tamam bir şey yok," dememe kalmadan Fetih camdan birine el hareketi yaptı. İyiyim sadece beyin loblarım mekan değiştirdi.

Kısık baktığım gözlerimle yanına çağırdığı kişiye caddenin hemen karşısındaki tekel bayiyi işaret edip " Buz getir hemen, acele et." diyerek kısa zamanda bana döndü.

"Zaten üç dakika diyip on sekiz dakikada anca aşağıya inmişsin. Bir dakika daha geç kalsan bir şey olmazdı. Ne halta acele ediyorsun?" dediğinde benim için üç dakika gibi geçen ama aslında on sekiz dakika olan zaman için "Zaman göreceli bir kavramdır," dedim acıma rağmen gülümserken.

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin