4

3.3K 380 170
                                    

20 Temmuz 2020 - Busan

"Neredeydin?" Yüksek evimizin güzel manzarasını inceledim. Ne zaman sinirli veya düşünceli olsam geniş, duvar görevini alan camımızdan dışarıyı izlerdim.

Bu alışkanlık bana Jungkook'dan kalmıştı. Ona küserdim ardından gelip kollarını belime dolar, kulağıma şarkı mırıldanırdı.

Kahvemden bir yudum alıp seçebildiğim nehre baktım. Ne kadar da çaresizce çıkmıştım o yılların pislettiği demirlere. Kalçamı koyduğum yeşil demirler her seferinde beni üşütse de ileriyi düşünmeden atlamaya çalışırdım.

Hırçın dalgalara kapıldığımı hayal ederdim. Sonra bir korna sesi işitir, bir alarm duymuşçasına uykumdan uyanırdım.

Eve döndüğümde ise oğluma bir şey çaktırmamaya çalışırdım. Ben acılarımı içimde, en derinimde gizlerdim.

"Bir adım daha atarsan tüm teknolojik aletlerini elinden alırım." Durdu, parkeden ses çıkmadığına emin olup temiz camımdan yansımasına baktım.

İçtiğini, kahve kokusunu delip geçen alkol kokusundan anladım. Benden saklanamazdı, Jungkook'u bu konuda yakalamakta, dağınık bir haldeyken toplamakta ustalaşmıştım.

"Sana bir soru sordum oğlum, dilini mi yuttun?" Neredeyse boşalan kahve bardağını arkama dönüp masaya bıraktım. Artık onu daha net görebiliyordum.

Sinirliydi, Jungkook'a fazlasıyla benziyordu.

İşte ben en çok bundan korktum. Ya onu da kaybedersem, ya onu da terk etmek zorunda kalırsam diye hep kendi kendimi yedim.

Bu evde en çok çabalayan kişi de bendim.

"Onunla mıydın?" Hatasını anlamış gibi başını yere eğdi. Görmüyor muydu? Benim onu düşündüğümü, Jungkook'la görüşmesini engellemeye çalıştığımı.

"Bab-"

"Onunlaydın, benim hiçbir zaman sözüm dinlenmeyecek mi oğlum?" Ağır olduğunu düşündüğüm sırt çantasını kenara bırakıp yaklaştı. Gözlerimin içine, binbir acıyı gizlediğim yere baktı.

Fakat asla göremezdi.

Aradığı şeyi görmesine izin vermezdim. Ona göre ben en güçlü babaydım.

Aslında kendi içimde en güçsüz olsam da.

"Ona kızma, buluşmak için ısrar eden bendim."

"Lise öğrencisisin, okuldan çıkar çıkmaz eve gelmen gerekiyor. Böyle şeylere kafa yorduğun için derslerinde başarısız oluyorsun." Sesim gittikçe yükseliyordu, desibeli istemeden de olsa aşıyordum.

Çünkü ben bir babaydım. Oğlumun iyiliğini elbette düşünecektim.

"O benim babam, siz ayrılmış olsanız da onunla görüşmeye devam edeceğim."

"Küçücük çocuğa nasıl alkol içirir aklım almıyor."

"Ben küçük değilim baba." Kahkaha atıp gömleğimin birkaç düğmesini açtım. Birazdan Min'i odaya gönderip Jungkook'u arayacaktım.

Anlaşılan bu gece de bana uyku yoktu.

"Daha dün bezleniyordun, liseye gidince baban gibi olabileceğini mi sanıyorsun?"

"Sana benzemektense onun gibi olmayı tercih ederim baba." Bağırdı, ve ben bu cümlenin kalbimi ne kadar acıttığını tarif dahi edemedim.

Kelimeleri, kırma biçimi, ses tonu ve ona dair her şey Jungkook'a nasıl benzeyebilirdi?

Yuanfen 'JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin