X- "İçerlenmiş Cümleler"

83.8K 6.1K 6.2K
                                    


Bir yerde okumuştum; eğer ki geceleri aniden, sebepsizce uyanıyorsanız sizi izleyen biri vardır. Ve eğer evde tekseniz, sizi izleyecek canlı biri yoksa izleyenler ruhlar alemindendir.

Gerçi son cümleden sonra göz devirip sansür mü yaptınız şimdi cinler işte dediğimi de çok iyi hatırlıyordum.

Bu izlenme hissi içimde hızla büyürken gözlerimi araladım yavaşça. Işığın açık olduğu doktor odasında, artık hasta bakmaktan altı yanan ayaklarımın yorgunluğunu ilk fırsatta kıvrılıp yarım saatte olsa uyuyayım diyerek yattığım çekyat tarzı koltuktaydım. Gözlerim sebepsizce açılırken karşı koltukta benim ne zaman okuduğumu bilmediğim ama hafızamın kalıcı belleğe attığı bilgiyi kanıtlarcasına oturan bedenle korkuyla yerimden sıçradım.

Ağzımdan çıkacak tiz sesi elimi dudaklarıma bastırarak önlerken oturur pozisyona geçerken, sıçrayarak yapmıştım bunu, rahat bir tavırla geriye doğru yaslanmış, erkeksi bir oturuşla; mekanın sahibi denecek kadar yabancı olmayan bir tavırla oturmuş Fetih'e gözlerim iri bir şekilde bakarken kalp atışlarım açılan gözlerimle aynı anda hızlandı.

Vereceğim ilk refleksif tepkiyi zorlukla bastırırken beni izleyen şeyin cin olmadığına mı ya da yabancı olmadığına mı rahatladım bilmiyorum. Elim yavaşça ağzımdan çekildi ama mimiklerim kendini korudu. Kaşlarım oldukça çatılmış, gözlerim hafifçe kısılmış, dudaklarım aralık kalmıştı.

"Fetih," dedim kısık sesle. "Ne yapıyorsun?" derken bir an gözüm ben doğru mu hatırlıyorum diye odaya kaydı.

Evet, hala doktor odasındayım.

Dümdüz bir ifadeyle beni izlerken benim aksime oldukça sakin, hiç istifini bozmayan bir haldeydi.

"Uyanmanı bekliyorum." diyerek kendince mantıklı ve doğal, bence de daha bir yüzüme manyak mısın ifadesini ekleyecek bir cevap verdi.

Kahvaltının üzerinden iki gün geçmişti. O gün o gerginlikten sonra konuşmamış, denk gelmemiştik. Ta ki Zeliha'yı dikişleri için getireceğini söylemek için arayana kadar. Saat çok geçti, niye bu kadar geçe kaldığını sormamıştım. Gece yarısını geçeli az olmuyordu. Beklediğimi söylemiş, beklerken bulduğum boşlukta da biraz kestireyim demiştim.

"Ödümü kopardın," dedim açık açık. "Cin gibi geçmişsin sessiz sedasız izliyorsun. Tövbe yarabbim tövbe." derken kulak mememi çekip masaya vurdum.

"Cin gibi mi?" dedi garipçe söylediğim şeyin saçma olduğunu belli etmek ister gibi.

Tabi sapık gibi de olabilir. O da bir seçenek.

Tam konuşacağım sıra esnerken üşene üşene ağzımı kapattım. Gözlerimi ovuştururken rimel sürmediğime şükrettim.

"Zeliha nerede?" diye sorduğumda her ne kadar gözlerim açılsa da her uykudan uyandığım an gibi alık alık etrafa kayıyordu gözlerim. Huylanan burnumu avucumun içiyle sağa sola oynatarak rahatlatmaya çalışırken "Doktorun yanında, dikişleri alınıyor." diye açıklama yaptığında hareketim duraksadı.

Başımı hafifçe sağa yatırırken "Sen niye buradasın o zaman?" diye sordum.

Ne zaman otursa elleri bir yerlerde ritim tutuyordu. Tıpkı şu an ki gibi. Parmak uçları koltuğun kenarında ritim tutmuştu.

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin