Merhaba, lâcivert çiçeklerim.
Yoklama alalım bakalım, kimler burada?
Nasılsınız, ben aşırı yoğunum.
Epey uzun bir bölüm oldu. Oy ve yorumları esirgemeyin.
Satır araları çiçeklerinizle dolsun ♡
Keyifli okumalar diliyorum, okuduğunuz saati paylaşır mısınız?
YİRMİ YEDİNCİ BÖLÜM
♤ASKER YOLU
♤
Arda teğmenin bakışları anında alayvârilikten sıyrılarak öfkeyle kaplandığında içimi büyük bir tedirginlik sardı. Pek tekin birine benzemiyordu ve Akif Karan'ın da ondan zerre haz etmediğini anlamıştım.
Kibirli tavrıyla öne doğru bir adım atarak Akif Karan'la aralarındaki iki adımlık mesafeyi bir adıma düşürdü. "Laflarınıza dikkat edin, üsteğmenim. Mesai saatleri dışında emir eriniz değilim!"
Akif Karan'ın valizleri kavrayan iri parmaklarının sıklaşarak, boğumlarının beyaza çaldığını gördüğümde sinirlendiğini fark ettim.
Uyuşan parmaklarımı kısa bir açma-kapama hareketiyle rahatlattıktan sonra bileğini tutup avuç içime bastırdım. Teni her zamankinin aksine buz gibiydi. Benim temasımla omzunun üstünden tüm duyguları kaskatı kesilen lâcivertleriyle korku dolu gözlerime baktı.
Sesime yansıyan korku ve tedirginlikle, "Eve gidelim, sevgilim," dedim. Bu adamla uğraşmasını, canını sıkmasını hiç istemiyordum.
"Berceste Hanım doğru söylüyor. Bu soğukta üşümesin sevgiliniz komutanım," diyen adamın pişkin tavrıyla başımı hiddetle ona çevirdim.
"Mesai saatinde olmayabilirsiniz ama bu sizi üstünüze karşı saygısız bir konuma düşürmemeli. Kapının önünden çekilirseniz evimize gideceğiz! Ayrıca benim üşüyüp üşümemem sizi alakadar etmez!"
Kaşları havalanıp eğreti bir gülümseme yüzüne yayıldığına gerçekten ilginç bir adam olduğu kanısına vardım. İlle de kaba kuvvetten mi anlayacaktı?
Başını onaylar biçimde aşağı yukarı salladı, "Pekala," dedi düz bir sesle.
Zuhal teyze gururla, "Ne güzel konuştun öyle kızım," dedi. Gülümsemek istedim ancak yanımdaki adamın gerginliği buna izin vermiyordu.
"Görüşmek üzere," diyerek yanımızdan geçip gideceği an Akif Karan ellerindeki valizleri eş zamanlı yere bırakmış ve çevik bir hareketle tek elini Arda teğmenin boğazına sararak hiç zorlanmadan iri bedenini sertçe zillerin monteli olduğu duvara çarptırmıştı. Üzerinde incecik bir gömlek olduğundan mıdır nedir, kemiklerinin çarpma anındaki sesi bize ulaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOYU LÂCİVERT SEVDA
General FictionBir asker ve yârinin hikâyesi... "Bu sevda Bende bittiğinde Sende başlarsa, Seni asla affetmem." "Akif Karan," dedim uzun zaman sonra ilk kez konuşurken. İsminin güzelliğine yandım. "Ben senin mesleğinden gocunmuyorum. Aksine gurur duyuyorum. Ama se...