EPİSODE 4

43.5K 2.2K 1.5K
                                    

Selam Beyler ve Beybiler^^

Bölüm aslında pazartesi yani yarın gelecekti ama bitirince sizi bekletmek istemedim.

Umarım beğenirsiniz🖤

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayınız^^

EPİSODE 4

Ruhumun saklı olduğu aradaydım.

Dikişleri patlayan bir yaraydaydım.

Babamın göğsünde uyuklayan kız çocuğundan kalma anılar serpişirken kurumuş kalbime,

Ansızın sulusepken bastırdı harelerimde sakladığım şehrime.

Göğün uçsuz bucaksız bağrında salınan rüzgar zihnimin enkazını uçuşturmaya başladı. Elimde avucumda kalan hiç, tıpkı bir hıçkırık gibi boğazıma takıldı.

Tüm gün uyuyakaldığım yataktan uyandığımda saatin akşamın onu olduğu gördüm ve gözlerim irileşti. En son öğlen on ikide ağrıyan başımın dinmesi için uyuduğum yataktan bu saatte kalkmak dehşet vericiydi.

Burada zaman geçmiyordu. Durmuş gibiydi ve ben bir kapana kısılmıştım. Dayım ne zaman gelirdi, benimle ne yapardı bilmiyordum ama bir an önce gelmesi için dua ediyordum. Tanımadığım bir adamın evinde kalmak rahatsız ediciydi.

Üstelik dün gece parmaklarımın değdiği pürüzlü teni için söyledikleri aklımdan çıkmıyordu. Gece sabaha kadar uyumamıştım. Sonra nasıl olduysa kendimi yatakta uyurken bulmuştum. O da sanki hiç yokmuş gibi odada değildi. Eğer o erkeksi kokusu odaya ve yastığın üzerine sinmemiş olsaydı belki rüya diye bile düşünebilirdim.

Bir elimle gözümü ovaladım ve ayaklarımı sürüye sürüye odadan çıktım. Karanlık koridorda adım atmıştım ki ince bir sesin içli fısıldaması ile olduğum yerde çivilendim.

"Çakır,tfen..."

Çelik kapıya yaslanan bedeni fark ettiğimde dudaklarım aralandı. Ay ışığının belli belirsiz aydınlattığı kadarıyla gördüğüm görüntü dilimi yutmama, yüzümdeki kanın çekilmesine neden oldu. Çakır bir kızı çelik kapıya yaslamış öpüşüyordu ama o kadar sarhoş olduğu ayakta durmakta zorlanmasından anlaşılıyordu. Kızın belini kavrayan  eli bir an düşmemek için çelik kapıya abandığında kız ona daha çok sokuldu.

Büyük bir dehşetin ortasına yalın ayak giriş yapmışım gibi irkildim. Buz gibi olan ellerim içe büküldüğünde kötürüm kalmışım gibi hissediyordum.

Bir adım geriye adım atıp anında ortadan yok olmak istediğim sırada kenarda duran lambadere çarpan kolum ile büyük bir gürültü koptu. Lambader koridora devrilip ayak ucuma düştüğünde Çakır birden kendini geriye çekti ve karanlığa rağmen gözleri, ela gözlerimi yakaladı.

"Yakalandın, ha minik kedi?"

"Ben..." Soğuk soğuk terlediğimi hissediyordum.

"Bu kız kim Çakır?"

Kız uzun saçlarını omzundan geriye atarak kibirle bana bakarken anlarını bozduğum için bana öfke duyduğunu anlayabiliyordum.

DEHARİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin