12|

443 60 91
                                    

Keyifli okumalar♡

✿✿✿✿✿✿✿✿~

12| Bunu daha çok istiyorum.

•••••••••••••~♪

Akşamın verdiği ürpertici karanlığın içinde temkinle boş ofisin bahçesine adımlıyor ve içimdeki korkuyu bir kenara koymaya çalışıyordum.

Üstümde yanıp sönen sokak lambaları her tekrar söndüğünden sanki karanlığın daha da dibine ilerliyormuşum gibi hissediyorum. Verdiğim karardan hiç hoşnut olmayan aklım ve onu dinlemeyen ayaklarım, yürümeye devam ediyor, ne olur ne olmaz diye aldığım küçük bıçağı ceketimin iç kısmında tutuyordum.

"Gelmemeliydim."
"Buraya gelmemeliydim."

Bahçeye çıkan kapıyı aralarken, kendimi rahatlatmak adına nefes verdim. Hazır olduğumu başım ile onayladığımda kapıyı gıcırtı ile beraber açmaya koyuldum. Yavaşça ortalara doğru yürürken, sık sık etrafıma bakınıyordum. Gecenin bu saatleri, bu denli sessiz bir ortamda birazdan karşıma ne çıkacağını bile bilmeden yürümek tüm vücudumu geriyordu. Bu yüzden aniden birinin çıkmasına karşın kendimi korumak için oldukça temkinliydim. Bahçenin ortasına geldim ve gözlerimi kısarak etrafa bakındım.
Kimse yoktu.

"Hey?"

Birilerinin ses vermesini isteyerek bağırdım fakat yine duyduğum tek şey akciğerlerimden titreyerek gelen nefesimin sesiydi.
Yinede zorlayıp fark edilmeyi bekledim. Lakin yine bir sonuç alamadım. Bir süre daha bekledikten sonra pes ettim. Gözlerimi devirip, geldiğim yere dönerken,
"Sikerim."
"Çocukların oyununa geldim."

Kapıya ilerleyip sinirle kolundan tutup açarken, hafif hafif duyduğum ses ile duraksadım. Tek kaşım istemsiz kalkarken sesin geldiği yere yöneldim.
Bir keman sesiydi, fazlaca koyu olan karanlığın içinden gelen. Sokak lambası duraksamadan saniyede bir yanıp sönerken, yürümeye başladım. Bir taraftan ise avucumun içindeki bıçağı daha fazla sıkıştırıyordum.

' Ölmek mi istiyorsun? '

Zihnimde yankı yapan bu ses tekrar ortaya çıksa da onu dinlememeye çalıştım. Ben sese yaklaştıkça yoğunlaşıyordu. Daha çok, daha da çok.
Kalbim de aynı hizada atışlarını hızlandırıyor tüm bedenime dehşet duygusu kaplanıyordu.

Dalları yere eğilmişte olsa hala büyüklüğünü ve zerafetini istisna ile koruyan ağacı gördüğümde sesin arka tarafından geldiğini düşündüm. Üstümde spot ışıkları hala yanıp sönmeye devam ederken ağaca yaklaşıyordum.

Bir kaç defanın ardından ışık tamamen söndü. Hemen olduğum yerde durdum. Kalbim sökülecek gibi atarken ve suratımda damla damla terler belirirken yutkundum.

"H-ho ho-şgell-dinn"

Işığın açılması ile önümde, karanlığın içinden bir anda aydınlığa çıkan belli belirsiz silüet ile irkildim.
Zhan'ın grubundaki Kekeleyen çocuk karşımda, ben elimi göğsüme dayayıp rahatlamaya çalışırken o ise pis pis gülüyordu. Kaşlarımı çatarak,
"Ne gülüyosun lan?"

"H-iiç"
"Ssa-dece ççok kkork-tun."

"Karşımda aniden senin gibi bir psikopat belirdi nasıl korkmayayım?"

Söylediklerim üzerine ciddileşerek, elindeki kemana kıracakmışcasına bastırmaya başladı.
"Ppsikopatt mm-ı?"
"Bbana psikopatt m-mı de-din?"

Sinirden ve korkudan çenem kasılırken,
"Zhan nerde?"
Konuyu değiştirmiştim.
Soruma cevap vermeden yine gülmeye başlamıştı ki, bağırarak yineledim.
"Cevap versene!"

Violinist | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin