2. Bölüm

84.2K 3.2K 1.1K
                                    

Yakışıklı Öküz, 2. Bölüm

-

"Kanka sana süper bir haberim var!"

Elimdeki telefonla stalk yeteneğimi konuştururken umursamazca "Neymiş o haber?" diye sordum.

Kapıya yaslanıp 32 diş sırıttı ve "Baban şuan müdürün kapısının önünde ve onunla konuşuyor." dedi.

Beynim dediğini algılamakta zorluk çekerken ayaklarımı sıradan indirdim ve ayağa kalktım.

"Şaka yapıyorsun değil mi?"

Amelya'ya beklentiyle bakarken başını iki yana salladı ve "Keşke." dedi.

Tek kaşımı kaldırıp "Pekala." dedim. "Bu yaptığın gerçekten eşek şakası."

Kaşları çatılırken "Hey, şaka yaptığım yok!" dedi. "Baban gerçekten geldi, inanmıyorsan bakabilirsin."

Bir kahkaha atıp "Gerçekten iyi rol yapıyorsun." dedim ve kapıya doğru yürüdüm.

Kendimden emin bir şekilde kapının önüne gelip dışarı baktığımda babamın gerçekten müdürle konuştuğumu görmemle, arkadan bir samanyolu müziği çalmasını ve kapının kenarına çöküp ağlamayı diledim. Babam asla durup dururken gelmezdi, kesinlikle ben müdürü çileden çıkaracak bir şey yapardım ve müdür babamı çağırırdı.

Aslında pek kafama taktığım söylenemezdi ama son geldiğinde eğer bir daha sorun çıkartırsam telefonumdan ve tabletimden olacağımı söylemişti.

Derin bir nefes aldım ve Amelya'ya döndüm.

"En son ne yapmıştım ben?"

Bir süre düşündükten sonra "Matematikçiyle kavga etmiştiniz, o olabilir. Kadının zaten sana garezi var direk müdüre gitmiştir." dedi.

Oflayıp gözlerimi devirdim ve "Bana yardım et." dedim. "Telefonumdan olmak istemiyorum, babam buraya gelmeden beni buradan çıkart."

Dudaklarını büzüp "Koridorda ona yakalanmadan yürümen neredeyse imkansız, en fazla masanın altına saklanabilirsin. Üzgünüm." dedi.

Sıkıntıyla dudaklarımı kemirirken gözüme pencere çarptı.

Ne de olsa 1. kattı, çok yüksek olamazdı değil mi?

Pencereye doğru yürüdüğümü görünce Amelya bana dehşetle baktı.

"Şaka yapıyorsun değil mi? Atlamayacaksın?"

"En azından bugün ona gözükmezsem, yarına siniri yatışır."

Kararlı adımlarla camın önüne gittim ve sıranın üzerine basarak pervazına çıktım.

"Kanka dikkat et!"

Amelya yanıma geldi ve "Ben mi konuşsam, belki bir şey yapmaz. Atlamasan?" diye bir seçenek sundu.

"Abartma Amelya, birinci kat zaten."

Bir şey demesine izin vermeden kendimi aşağı bıraktım ama ayaklarım zemine basmamıştı, düşmemiştim, sınıfta da değildim.

Ellerim pencerenin kenarında öylece sallanıyordum.

İçimden sabır dileyerek yere baktım ama kendimi bırakacak cesaretim yoktu.

Etrafı gözlerimle taradığımda biraz ileride bir arkadaş grubuyla oturan Kaya çarptı gözüme. Namı diğer yakışıklı öküz. Bizim sınıftaydı ve derste isminin Kaya olduğunu öğrenmiştim. Tabi aklıma taş, Kaya, meteor esprisi gelince hönkürerek gülmüş dışarı atılmıştım.

Etraftakiler bana deliymişim gibi bakarken "Kaya!" diye fısıldayarak bağırdım. Evet, hem fısıldama hem de bağırma gibi özelliklerim vardı.

Gözleri beni bulunca sinir bozucu bir kahkaha attı ve yanıma geldi.

"Orada havalar nasıl?"

"Komik mi?"

"Komik ki gülüyorum."

Gözlerimi devirdim ve "Gülmeyi bırak da inmeme yardım et!" dedim.

"Peki"

Belimden tutup beni yere bıraktı demeyi gerçekten isterdim ama adeta fırlattı ve benim çok değerli biricik götüm yerle buluştu. Öküz olduğunu bu kadar belli etmene gerek yoktu ama yine de sen bilirsin.

Ben ona baygın baygın bakarken o kahkaha atıyordu. Cidden şuan popomun acısını unutup onu dövmek istiyordum ama işte popom acıyordu. Ona olan bakışlarımı farkedince yavaş yavaş gülmeyi kesti.

"Sanırım gerçekten sinirlendin."

Aynı bakışlarından fırlatmaya devam edince elini sakin ol der gibi bana doğru uzattı "Tamam, derin derin nefesler al ve sakin ol. Ayrıca lütfen bana şöyle bakmayı kes, gerçekten korkunç."

Hiçbir tepki vermediğimi görünce yanıma ürkek adımlarla geldi ve beni elimden tutup kaldırdı. Ne yapacağımı bekler gibi bana bakmayı sürdürünce "Demek benim tüm yaz tatili boyunca büyüttüğüm götümün canına kast ettin." diye mırıldandım.

"Bunu yaptığına pişman olacaksın!"

Aniden bağırınca gözleri kocaman oldu ve bir adım geriledi ama kaçmasına izin vermeden sırtına atladım ve yere düştük.

Dengesini kaybetmesi işime gelirken hızla yanağına dişlerimi geçirdim.

Iyice ısırdığıma emin olduktan sonra ayağa kalktım ve ellerimi birbirine çırptım.

Yanağını tutarak hızla ayağa kalktı ve sinirle "Ne yapıyorsun ya sen?!" diye bağırdı.

"Onu beni yere atmadan önce düşünecektin yakısıklı öküz!"

Ben tek kaşımı kaldırmış piç smile yollarken o "Yakışıklı öküz? İyiymiş." dedi gülerek.

Ağzım adeta bir karış açılırken "Yakışıklı öküz? O neymiş?" dedim şaşırmış gibi yaparak. Bildiğin çocuğa öylece yakısıklı öküz demiştim.

Daha fazla batmadan yanımıza az önce oturduğu arkadaş grubundaki kızlardan biri gelince boynuna sarılıp beni bu durumdan kurtardığı için teşekkür edebilirdim.

Kaya'nın yanına gidip yanağını kendisine çevirdi ve "İyi misin?" diye sordu.

Kaya başını sallayınca ise "Bu kız kim?" diye sordu beni göstererek.

"Sınıftan bir kız işte."

Kollarımı kavuşturup onları izlerken aynı zamanda pis pis sırıtıyordum. Sevgilisi olmalıydı.

"Kaya az önce beraber yere düştünüz ve senin yanağını ısırdı. Hangi normal arkadaş böyle bir şey yapar?"

17 senedir sap olduğum için her zaman sevgililere karşı bir nefret duygusu besliyordum ve şuan bu nefret duygumu ortaya çıkarıp aralarını kızıştırma vaktiydi.

"Şey canım, üstüne düştüm bir de. Onu unuttun."

Kaya ne yapmaya çalıştığımı anlamış olacak ki gözlerini kısıp 'Sonra görüşeceğiz' bakışı attı.

Kız hızla bana dönerken ne kadar sinirlendiğini görebiliyordum.

"Bana bak kızım, ayağını denk al, Kaya'dan uzak dur. Ben senin bildiğin kızlara benzemem."

Sinir bozucu bir şekilde güldüm ve "Niye senin çükün mü var?" diye sordum.

Karşımdaki kızın yüzündeki ifadeyi görünce keyifli bir şekilde, havalı olmasını umduğum bir dönüş yaptım ve okula doğru yürümeye başladım.

Ta ki kapının önünde dikilen bana ateş saçan gözlerle bakan babamı görene kadar.

Şimdi sıçtın işte Arya.

YAKIŞIKLI ÖKÜZ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin