14~"Sözünden dönenin, kalbi kurusun."

1.3K 177 339
                                    

"Gege, bana bir konu hakkında söz vermeni istiyorum."

Zhan yattığı yerden ona baktı. Gözleri, şiddetli ağlayışının kırmızı izlerini taşıyordu.Yibo bağdaş kurmuş sırtını yatak başlığına yaslamış ve kucağına koyduğu yastığa Zhan ağrıyan başını koymuştu.

Zhan, Yibo'yu ilk gördüğünde o kadar şiddetli ağlamıştı ki Yibo ne yapacağını bilememişti. İçli ağlayışı dindiğinde ise birkaç kez özür dilemişti küçük olandan.Yibo bu özürlere, kucağında uzanan,  kirpiklerine varana dek durup uzun uzun izlemek ve ezberlemek istediği çocuğa karşı koyabilir miydi? Şüphesiz yapamazdı, yapamamıştı. Yüreği çabuk yatışmıştı.

"Ne hakkında?"

"Bir daha." Dedi Yibo her bir hecenin üzerini vurgularken. " Bir daha hiçbir şey için böyle çok ağlamayacaksın."

Zhan kafasını çevirdi,ona baktı." Ne? Bunun için sana nasıl söz verebilirim? İnsanım ben."

Yibo itiraz kabul etmeyen bir tavırla onun alnına parmağıyla vurdu hafifçe. "Söz ver. Yoksa seni döverim." Sonra bu söylediği hoşuna gitmemiş olacak ki düzeltti söylediklerini. "Yoksa seni pataklarım."

Büyük olan melodik bir kahkaha attı. Yibo'nun kalbi çırpındı göğsünde.

"Yibo, gegeye yapamayacağın şeyler söylememelisin."

Zhan bunu söyler söylemez gözlerinin önünde Yibo'nun yumruğu belirdi. Pekala, Yibo onu belki de pataklayabilirdi. 

Yibo, yumruğunu büyük olanın yüzünden indirip bu sefer kibarca rica etti.

"Söz ver gege, lütfen."

Zhan daha fazla dayanamadı, tamamen doğruldu ve üç parmağını havaya kaldırdı. "Bu gege söz veriyor."

Yibo gülümsedi ve yatağında bulunan küçük yastığı yanındaki çocuğun suratına gönderdi. "Akıllı gege. Ne yapması gerektiğini biliyor."

Zhan suratına yediği yastığı tutup aynısını Yibo'ya yaptığında, Yibo kısık sesle inlemişti. Bu onun Zhan'ı kandırmak için sık sık yaptığı numaralardan birisi değildi. Sahiden yanmıştı canı. Biraz önce Zhan'ın pansuman yaparak üstünü yara bandıyla örttüğü küçük yara yastığın  çarpmasıyla Yibo'nun canını yakmıştı.Zhan onun kaşına götürdüğü elini tutup çekti, gözleriyle yarayı kontrol ederken mahcup bir ifadesi vardı.

"Bunu unutmuştum ben, çok acıdı mı?"

Yibo, biraz uzağında duran yüzden gözlerini tek bir an bile çekmezken cevap verdi. " Yok,acımıyor artık."

Zhan geri çekilip Yibo'nun koluna vurdu, böylelikle küçük olan işitmek üzere olduğu azar  için hazırladı kendisini. Zhan'ın yüzüne bakarak bile anlamıştı kendisini bekleyen sözleri.

"Seni velet! Ne yaptın da kaşını böyle yaraladın? Az dikkatli olsan ölürsün değil mi?Nasıl olsa yaralarına pansuman yapacak bir gegen var diye mi bu rahatlığın?"

Küçük olan iç çekti. Sözlü olarak ne cevap vereceğini bilemeden baktı kendisini azarlayan çocuğa. Onun bakışlarını gören Zhan durdu, ve sakince sordu bu sefer.

"Bir haftadır neredeydin sen Yibo?"

Yibo bu soruyu duyacağını biliyordu, sonsuza kadar kendisine saklanamazdı bazı şeyleri. Her şeyi anlatıp anlatmamak arasında gidip geldi bir süre. Sonra anlatmanın yüreğine zor geleceğine karar verdi. Erteledi dilinin ucuna gelen bütün kelimeleri.

"Ailemin yanındaydım."

"Bana ne zaman anlatacaksın?" Diye sordu bu sefer Zhan. Genel olarak Yibo'nun ailesinde olanları  ve anlatmadığı bütün her şeyi kast etmişti. Karşısında oturan çocuğun bir sorunu vardı ve bilmek istiyordu. Böylelikle ona yardımcı olmanın bir yolunu düşünebilirdi.

Can't Pretend~YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin