Bölüm 4

39 1 0
                                    

Ateş'in arabasına doğru ilerlemeye başladığımızda üzerimdeki gözlerden artık cidden rahatsız olmuştum ve kendimi tutamadım.
"Ne bakıyorsunuz ne? Ayı mı oynuyor ne bakıyorsunuz?" deyip arabaya bindim. Ateş'in hoşuna gitmiş belli ki çünkü gülerek arabaya bindi.
"Ne gülüyorsun komik mi?" Cevap vermedi ve arabayı sürdü. Babamın evine geldiğimizde evde sadece iki çalışan vardı. Biri kapıdaki güvenlik biri de aşçı.
"Üzerimi değiştirmeye çıkıyorum. Banyo merdivenlerden çıkınca solda." dedim. Odama girip üzerimdeki gömlekten kurtuldum. Eteğimi çıkaracakken birden kapım açıldı.  Hızla arkamı dönüp gelene baktım. Ateş olduğunu görünce ellerimle anında göğüslerimi kapattım.
"Sana giyineceğimi söylemiştim değil mi ne yaptığını sanıyorsun? Çık dışarı!" dediğimde içeri girdi ve kapıyı kilitledi. Ne yaptığına anlam veremezken üzerime doğru yürümeye başladı.
"Ne yapıyorsun Ateş gelme. Git. Gelmesene be." O geldikçe ben geri gidiyordum. Duvarla aramda sadece bir adım- işte o da bitti. Artık duvarla yapışıktım ve Ateş dibimde duruyordu. Aramızdaki tek engel göğüsündeki onu iten ellerimdi.
"Öpücüğümü alacağımı söylemiştim. Bu arada bu sütyeni daha sık takmalısın. Sana yakışmış."
"N-Ne diyorsun sen ya çekil git sapık mısın nesin." Allah'ım cümle bile kuramıyorum noluyor bana. Az önce kekeledim mi ben. Kahretsin kendine gel kızım napıyorsun.
"Evet nerde kalmıştık. Heh öpücüğüm diyordum."
"Ateş saçmalama dokunma bana çek elini öpücük falan yok."
"I-ıh o beni kandırmadan önceydi"
"Ateş bırakır mısın bak biri gelicek yapma çık dışarı"
"Gelemez kapıyı kilitledim" ah evet doğru ya kitledin.
"Ateş bak ne istersen yaparım çekil git ya bırak beni."
"Hm ne istersem mi?" Al işte. Ya kötü bir şey isterse.

iç ses-İlk öpücüğümü böyle vermek istememem benim suçum mu yani napabilirim. Tamam yakışıklı olabilir hatta çok yakışıklı olabilir ama bizim bir hayalimiz var Gece unutma, ilk öpücüğümüzü gerçekten aşık olduğumuz adama vereceğiz.

Of sende haklısın. Gazamız mübarek olsun.
"Hı-hı ne istersen. Ama yeterki ilk öpücüğümü çalma" ne ne Gece ya ne yapıyorsun neden söyledin neden.
"İlk öpücüğün mü? Masum olduğunu düşünmüştüm ama bu kadar olduğunu tahmin etmemiştim. Beni şaşırtıyorsun asi kız."
"Evet ne var yani ilk öpücüğümü gerçekten aşık olduğum birine vermek istiyorum olamaz mı?"
"Sırf bu yüzden seni şu an öpebilirim" dediğinde hızla kafamı çevirdim.
"Korkma korkma seni öpmeyeceğim fakat buradan çıktıktan sonra benimsin"
"Seninim?"
"Bu kadar çabuk kabul edeceğini düşünmemiştim asi"
"Ne kabul etmesi ya soru sordum"
"Tamam tamam sinirlenme hemen. Akşam olunca görürsün." deyince gözlerimi devirdim.
"Şimdi çıkarsan giyineceğim!"
"Bence yanımda da giyinebilirsin"
"Ateş!" diye bağırınca teslim olurmuş gibi ellerini kaldırıp odadan çıktı. Bu sefer işimi garantiye alıp arkasından kapıyı kilitledim. Üzerime gri bir sweat ve gri bir eşofman giyip aşağıya indim. Ateş koltukta oturmuş bir şeyler izliyordu. Yanına giderken kapı çaldı muhtemelen babamlar geldiği için "Ben bakarım" dedim.
"Hoş geldiniz"
"Hoş bulduk kızım"
"Hoş bulduk Gececiğim" deyip içeri geçtiler. Biraz muhabbetten sonra sofraya oturup yemeklerimizi yedik. Ardından babamlar iş konuşmaya başlayınca Ateşle ben de bahçeye çıktım.

Nehir'den
Gece Ateş ile birlikte babasının evine gideceğini söylediğinde pek anlam veremeyen bakışlar attım. Daha sonra durumu anlattı. Cidden Sinan amcanın böyle bir şey yaptığına inanamıyorum.
Arabaya bindiğimizde Edayla aklımızdan aynı anda aynı şey geçmiş olacak ki tekrar gülmeye başladık. Sinan amcanın böyle bir şey yapması çok komikti. Bora ve Can boş boş bize bakarken onlara da anlattık durumu. Onlar da komik buldular.
Yol boyunca pek konuşmadık 15-20 dakikalık mesafede oturuyorduk zaten. Evin önünde durduğumuzda onları içeri akşam yemeğine davet ettik. Ne de olsa komşuluk ölmedi değil mi.

"Umarım zehirlenmeyiz" diyen Bora'ya Edayla kötü bakışlarımızı attıktan sonra yemeye başladık.
Can "Bu yemekleri sizin yaptığınıza emin misiniz? Bunlar çok güzel" deyince
"Tabi ki biz yaptık akıllım" diye karşılık verdi Eda.
Pek normal davranmıyordu Can'la tanıştığından beri. Neredeyse okulun ilk günü olmasına rağmen tüm teneffüslerde beni satıp Can'la gitti.
Neyse uzun zaman sonra ilk defa eniştem olacağı için problem değil katlanabilirim.

Yemekler bittikten sonra Can
"Film izleyelim mi?" diye sordu
"Olur" dedim. Diğerleri de kafalarını sallayınca Can Eda'ya
"Hadi biz film seçelim siz de burayı toplayın" dedi
"Oldu canım başka arzun? Siz toplayın biz film seçelim dedim."
Eda bana garip bakışlar atarken
"Of tamam gidin seçin" dedim. Onlar salona geçince biz de Bora'yla masayı toplamaya başladık. Ben bulaşıkları yıkarken Bora da kalan tabakları getiriyordu. Son tabağı vermesini beklerken birden belime sarılıp boynuma üfledi. Çok huylandığım için irkildim. Nedense belimdeki elinden rahatsız olmamıştım. Başka birisi olsaydı çoktan elini kırmıştım fakat Bora'nınkine sadece bakmakla yetindim.
"Ne o sarılmam hoşuna mı gitti?"
"Ne alakası var elini ne zaman çekmeyi düşünüyorsun diye bakıyorum" dedim. Gülümsedi. Gülümsedim ve bulaşıkları yıkamaya devam ettim. O sırada içeriden gelen seslere bakmaya gittik.
"Ya Can versene ya. Ah"
"iyi misin" deyip kahkaha attı Can
"Bilmem sen iyi misin altta olan sensin" deyip eşlik etti Eda.
Fazla kulak misafiri olmamak için geri dönüyordum ki Bora'yla burun buruna geldim. Belimden kavradı ve yavaşça dolaba itti.
"Ne yapıyorsun!?"
"Hadi ama ne istediğini biliyorum. Zor kızı oynama, odan nerde?" Dediğinde sinirden ne diyeceğimi bilemedim.
"Ne diyorsun sen be! Ne sanıyorsun sen beni?! Ben senin o oynaştığın tek gecelik sürtüklere benzemem anladın mı!? Çık git evimden hemen, defol!"
Eda'yla Can koşarak yanımıza gelip ne olduğunu sorduğunda
"Çık dedim evimden! Can al şu arkadaşını defolun gidin, bir daha da bu eve adımınızı atmayın sizi adi, pis, iğrenç herifler!" diye bağırdım.
Can hemen Bora'yı alıp evden çıktı. Sinirden resmen duman soluyordum. Eda şaşkınlıkla bana bakarken ne olduğunu anlattım. O da çok sinirlendi. Muhtemelen şu dakikadan itibaren Can'ın da öyle biri olduğunu düşünüyordur. İlk günden bu kadar iyi davranması normal değildi zaten.
"Ne demişler bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim, kesin Can da beni öyle biri sandı. Salak kafam, kim ilk günden bu kadar iyi anlaşır ki zaten niye inandıysam!"
"Sakin ol belki de o Bora gibi iğrenç biri değildir ama kesinlikle değildir diyemem. Sonuçta onlarla arkadaşlık yapmasının bir nedeni olmalı" diye sitem ettim. İkimizin de telefonu aynı anda titreyince telefonlarımıza baktık. Girls grubundan bir mesaj vardı.

"Kızlar ben bu gece babamda kalacağım. Yol konusunda sıkıntı olursa kapıdaki görevlilere sizi bırakmalarını söylemeniz yeter. Sizi seviyorum dikkat edin kendinize iyi geceler 😘 💤" -Gece

Eda'yla, Gece'ye iyi geceler yazıp, kapıları iyice kontrol ettikten sonra odalarımıza çıkıp yattık.

Gece'den
"Yemekler çok güzel olmuştu Asel ellerine sağlık."
"Afiyet olsun efendim, beğenmenize sevindim."
"Her şey için teşekkürler babacım, Ender amcacım."
"Seni bıraktırmamam konusunda emin misin?"
"Eminim babacım zaten buraya Ateş'in arabasıyla gelmiştik. Ne de olsa artık komşuyuz aynı yere gidiyoruz zaten. Beni bırakır diye düşünüyorum."
"Evet Sinan Amca kuşkunuz olmasın"
"İyi o zaman çocuklar iyi geceler size biz şu evrakları düzenlemeye başlayalım yoksa sabaha kadar bitmez" deyip güldü ender amca
"Size de iyi geceler" deyip evden çıktık.
Ateş'in arabasına binince biraz titrer gibi oldum. Ateş üşüdüğümü anladığı için klimayı açtı.
"Bu havada üşümen pek normal değil hasta falan mısın?"
"Hayır aslında hiçbir şeyim yoktu birden titredim." dedikten sonra kendimi arabanın sıcağına bıraktım.

Gözlerimi açtığımda araba durmuştu içinde Ateş yoktu. Kemeri bir türlü açamıyordum. Kapılar kilitliydi. Sanki dışarıda birileri hayır hayır diye bağırıyordu fakat çok net duyamıyordum. Başım hafif dönüyor ve terlemeye başlıyordum. Camdaki karartı yerini kırmızı kıvılcımların oluşturduğu dev alevlere bıraktı. Arabanın çevresi saniyeler içinde yanmaya başladı. Bağırdım bağırdım ama kimse sesimi duymadı. Camlara vururken bir yandan da kemeri çıkartmaya çalışıyordum. Olamazdı sonum bu değildi ölemezdim burada. Kemeri çıkartamayacağımı anladığımda cama vurmaya başladım. Şoför camına döndüğümde Ateş'i ve onu kollarından tutan iki adamı gördüm. Çığlık atmaya başladım.
"Ateş!"
"Ateş kurtar beni!"
Nefesim kesilmeye başlamıştı çoktan. Artık çığlıklarım yerini fısıltılara bırakmıştı. Kurtulamayacağımı anlamıştım.
"Ateş.."
"Ateş..."
"Gece!"...

Yeni BaşlangıçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin