bitirdiğim kitaplar
25 historias
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) por Maral_Atmc6
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • LECTURAS 7,499,242
  • Votos 172,344
  • Partes 15
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
kavin | texting  por hayaliris_
kavin | texting
hayaliris_
  • LECTURAS 1,537,530
  • Votos 85,299
  • Partes 52
Siyah deri koltuğa oturdum, ellerimi dizlerimin üstüne koyup ona baktım. Dövme yaptırıyordu. Omzuna Rusça bir yazı kazdırıyordu. Yazının anlamını bilmiyordum. Deli gibi merak ediyordum ne yazdırdığını. Dövmeci - yani Yüsra - dövmeyi yaparken "Sence aşk nedir?" diye sordu, ona. "Yaşam," diye yanıt verdi uzandığı yerden. İkisi arasındaki konuşmayı dinlemeye başladım. Yüsra "Âşıkken yaşadığını mı hissediyorsun?" diye sordu. Yüsra'ya bakıp bir şey söylemedi. Umursamaz bir tavırla Yüsra'ya bakmaya devam etti. "Aşkın hayatın olduğunu mu söylüyorsun?" diye sordu bu kez. Dövme canını acıtmış olacak ki gözlerini yumdu. "Hayatımda büyük bir yeri olduğunu söylüyorum," diye kaçamak bir cevap verdi. Yüsra sırıtarak "Bunu zaten biliyorum," dedi. "Hislerini belli etmekten mi korkuyorsun?" Yüsra'nın imalı tavrını anlayamasam da ikisini dinlemeye devam etti. "Ben hiçbir şeyden korkmam." "Bu iddialı olmadı mı?" "Bence olmadı." "Neden bu konuyu konuşuyorsunuz? Hiçbir şey anlamadım," dedim bakışlarını ikisinde gezdirerek. "Boş ver," dedi gözlerini açarak. "Yüsra'nın saçma sapan soruları işte." Yüsra "Kesin öyledir," diye mırıldanıp aleti onun omzundan çekti. "Dövmen bitti. Hayırlı olsun." Ayağa kalkıp ona yaklaştım. Önünde durup omzuna yazdırdığı dövmeye baktım. "Ne yazıyor orada?" Anlamını söylemekte kararsızmış gibi bana baktı. İlk önce yüzümü inceledi, sonra Yüsra'ya kaçamak bir bakış attı. Ardından tekrardan gözlerimizi buluşturdu. Bakışlarında farklı bir ifade oluştu. Dudakları aralandı. "Kavin." Dudaklarım aralandı. Şaşırarak ona baktım. Kavin, benim adımdı. ~
HALEF por lemveli
HALEF
lemveli
  • LECTURAS 974,155
  • Votos 75,227
  • Partes 45
Ansızın bir fırtına başladı, tüm gerçekler saklandığı yerden çıkıp onların üzerine devrildi. Hikâyelerinin mürekkeple değil, kanla yazıldığını fark ettiklerinde çoktan kayıplar vermeye başlamışlardı. Mihrinaz Akşahin, geçmişinin kanlı pençesini ensesinde hissetmesine gerek kalmadan, çoktan dedesi tarafından şehirden uzaklaştırılmıştı. Fakat her gece gördüğü düş hâlâ onu takip ediyordu. Zamir Hancıoğlu, rüyalarla ulaşabildiği kadını korumak için onu gölge gibi takip eden adamın ta kendisiydi. O kapalı bir kutuydu ve anahtarı kaybolmuştu. Geçmişin pençesi onları yakaladığında ruhları kirlenecek, derin kuyulara atılmış günahlar gün yüzüne çıkacaktı. Suçların bedeli ödenmeye başladığında ise geçmiş geleceği acımasızca kamçılayacaktı. "Kirpikleri daima ıslak olan küçük kız, seni iyileştirmek bana borç olsun." Fakat iyileştiremedi beni. Tüm geçmişimi bıçak hâline getirip o bıçağı tam göğsüme sapladı.
Şebefruz por bytubi
Şebefruz
bytubi
  • LECTURAS 7,010,276
  • Votos 242,541
  • Partes 59
Ezra Erdem, karanlığın adamı değildi. O tam olarak karanlığın kendisiydi. Bizim hikayemiz toz pembe değil, grinin en sisli haliyle başlamıştı. Babamın borcuna karşılık, Türkiyenin gelmiş geçmiş en acımasız mafyasına verilmekti kaderim. Çok ilkel değil mi ? Fakat ailemi, kahramanım olan babamı o pislikten korumak bu sefer benim ellerimdeydi. Ellerime yüklenen bu ağırlık, ellerimi ve ruhumu her ne kadar yaralasa da, hayallerimi yırtarak bu yaralara sarmıştım. Bu yaralardan kan değil çaresizliğimin sessiz haykırışları akıyordu. Ruhum kendini düşlerime asmış, intihar etmişti. Bedenim her şeye inat dimdik durmaya çalışırken, umudum ; göz yaşlarımı biriktirdiğim denizde boğularak can vermişti. Buraya kadar her şey çok karanlık. Kalp kalbi görmüyor, kimse sol yanlarının sessizce haykırdığı yardım çığlıklarını duymuyordu. Ta ki o ana kadar. Yağmur yağdı, gökkuşağı ortaya çıktı. Nefretin erittiği gökkuşağı yer yüzüne akarak kalplere doldu ve o an kapı tıklandı... Gelen her şeyi değiştirecek olan ; AŞK'tı. Bu karanlığın aydınlanma hikayesi değil, bir aydınlığın öldürülüşünün hikayesidir.... © Tüm hakları saklıdır. İznim olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz. Yayın tarihi ; 20 Şubat 2015 NOT ; İznim olmadan Şebefruz ve Leyl-i Tarık isimleri kullanılamaz. 17.12.2017 Genç kız edebiyatı #3
3391 Kilometre por beyzaalkoc
3391 Kilometre
beyzaalkoc
  • LECTURAS 27,532,555
  • Votos 1,484,449
  • Partes 47
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz? Bunu, kendinize yapar mıydınız? Bu bir mesafe hikayesi! İki insanın, birbirlerini görmeden duymadan aylarca gece gündüz konuştukları ; birbirlerinin en yakını oldukları, ama birbirlerinden en uzakta oldukları, aralarındaki kilometrelere rağmen birbirlerine aşık oldukları bir mesafe hikayesi! Burası bizim gezegenimiz ve burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz... - ''Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Ben seni gözlerim kapalıyken de görebiliyorum. Zaten ben seni sadece gözlerim kapalıyken görebiliyorum...''
Sıfır Kilometre por beyzaalkoc
Sıfır Kilometre
beyzaalkoc
  • LECTURAS 7,526,313
  • Votos 336,540
  • Partes 18
"Işıklar sana evinin yolunu gösterecek..." 3391 Kilometre ile başlayan seri Sıfır Kilometre ile devam ediyor! Kilometrelerce öteden birbirini tanımak, sevmek hatta aşık olmak kolaydı... Peki tüm bunlar yan yanayken de kolay olacak mıydı?
Karantina Serisi por beyzaalkoc
Karantina Serisi
beyzaalkoc
  • LECTURAS 113,161,882
  • Votos 4,572,740
  • Partes 181
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı. Karantinanın akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında buldu. Üstelik yalnız değil, onlar da yanında... Mahşerin üç atlısı. Bu, sadece bedenleri değil ruhları da karantinaya alınan dört kişinin hikayesi. Bu onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin hikayesi. Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, birbirlerine gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikayesi. Bu mahşerin dört atlısının hikayesi. Şimdi, bizimle misiniz? "Bizim bedenlerimizi karantinaya almadılar. Ruhlarımızı karantinaya aldılar. Bizim ruhlarımız tanıştığımızdan beri karantina altında. Ne çıkabiliyoruz bu karantinadan, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Ruhlarımızı birlikte bir karantina altına aldılar, ve bizim bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda bile birlikte olacağız, ama özgür olacağız. Savaş bitti, ve biz sağ kaldık. Savaş bitti, ve biz hala ayaktayız."
SESSİZ AŞK (FİNAL) por Siladalw
SESSİZ AŞK (FİNAL)
Siladalw
  • LECTURAS 427,270
  • Votos 29,220
  • Partes 40
"Bücür bana bak." Zorlukla konuşan sesini duyunca başımı kaldırdım. Burnu kanıyordu ve kaşındaki yara açılmıştı. İki adam daha gelmişti ve onu zorla götürüyorlardı. Zorla bana dönüp ellerini kaldırdı. Kollarını tutan adamlara inat bana öyle bir baktı ki, tarif bile edemiyordum. Sağ eliyle ilk önce kendisini gösterdi ardından beni. Sonra beş parmağını da birleştirip sol omuzunun üstünden aşağı doğru çapraz bir çizgi çekti. Ne yaptığını anladığımda büyük bir hıçkırık kaçtı ağzımdan. -Seni seviyorum demenin en harika şekliydi belkide, ve de dünyanın en güzel cümlesi.- *** •Sesi olmayan bir kızın aksiyon aromalı aşk hikâyesi• *** ©Tüm Hakları Saklıdır. Yorumlara yapılan kitap reklamları vs. itinayla silinecektir. S.D. Kapak tasarım: @silakosay
SESSİZ HAYKIRIŞ (Sessiz serisi 2) por ysraergn
SESSİZ HAYKIRIŞ (Sessiz serisi 2)
ysraergn
  • LECTURAS 909,699
  • Votos 23,099
  • Partes 16
İnsanın kaderi gerçekten de elinde miydi? İnsan kendi kaderini kendi mi seçerdi? Peki bizim için neden öyle olmamıştı? Kaderimiz başkalarının elinde oyuncak olurken biz kendi kaderimiz bizim elimizde diyebilir miydik? Diyemezdik, diyemedik de zaten! Çünkü bizim kaderimiz hiçbir zaman bizim elimizde olmamıştı. O, hep başkalarının elinde tuttuğu ipti ve ipin diğer ucundan biz başkasının elinde birer kukla gibi oynatılmıştık. Bunca yıldır kaderimiz başkasının elinde şekillenmiş, kaderimizin yollarını hep o başkası seçmişti. Gerçekleri bilmeden, birbirimizi görmeden ayrı hayatlarda gösterimizi sergilemiştik. Aşk ise bizi koparmayan tek bağdı. Gerçek bildiğiniz şeyler bazen sadece sizin gerçeğinizdir. Asıl olan çok başkadır ve gerçeğin takendisidir! Bunu öğrenmek için de yaşayıp görmek gerekir. Ve bu hikayede yaşanması gereken her şey yaşanacak, bizim için kader baştan yazılacaktı... Bu, asi bir kadın ve orman gözlü bir adamın hikayesidir... ******************************************* İlk kitabım Sessiz Gelin' in ikinci serisi olan Avşin & Cihan 'ın hikayesidir. Kitap tamamen ilk seriden bağımsızdır. Başlangıç tarihi: 21. 08. 2018 Bitiş tarihi: 30.10. 2020
DOKTOR ✔ por rumrumce
DOKTOR ✔
rumrumce
  • LECTURAS 2,354,140
  • Votos 111,761
  • Partes 40
Hatay kızı ve doktorun hikâyesi. Kısa hikâye tarzındadır. *** Başlangıç tarihi: 16.08.2019 Rastgele #1 = 19.04.2020 Kısahikaye #1 = 14.09.2020 Romantizm #1 = 20.01.2021 Dram #1 = 16.09.2022