Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.

Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa... Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa... Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi, aklını karıştıran ve tüm yolları kendisine çıkaran gizemli bir genç adamla karşılaşırsa... Neler olur?

Bedenimizi değiştirdiler. Boyumuzu, saçımızı, göz ve ten rengimizi... Bizi mükemmelleştirdiklerini söylüyorlar. Ama onlar kim? Hiçbir şey bilmiyoruz. Geçmişimizi hatırlamıyoruz, eski hallerimizi bile. Hayatımızın geri kalanını etkileyecek bir oyunun içindeyiz. Burada güvende olduğumuzu söylüyorlar ama günden güne sayımız azalıyor. Aşk. Arkadaşlık. Ve ölüm. Buzdan Zihinler. "Ve buzdan zihinlerimiz yavaş yavaş erimeye başlıyor." Bilim Kurgu #1 22.07.2017 Model-credit: http://cathleentarawhiti.deviantart.com

"Hoşuma gidiyorsun ama seni öldürürüm."

♛ Elementler... Hepimizin, her şeyin kaderini belirleyen onlar. Ben hariç, onlardan birine sahip değilim ama onlardan daha güçlü bir şeye sahibim... Ay'a ve gökyüzünün dahasına. Ben Diana, Ay Tanrıçası. Her türlü duyguya karşı buz olan kalbim kimseye karşı erimezdi. O karşıma çıkana kadar. Buzullarıyla kaplanmış olan kalbim bir ateş karşısında boyun eğmiş olamazdı. "Benim elementim ateş, Diana." "Senin ateşin beni tutuşturamaz, Ignis." İnanmazcasına yüzüme baktı, onu kandırmak hiçbir zaman kolay olmamıştı. Kıvrak zekası, hayran olunası yeteneğiyle bir araya gelince bana göre mükemmelliği oluşturuyordu. "Ignite tabirinin anlamını biliyor musun?" Yaklaştı, nefesi dudaklarıma değiyordu. Aklımı başıma toplamak, mesafe azaldıkça zorlaşıyordu. Ignis aklımı duygularımla harmanlamama sebep oluyordu. "Hayır, ne demek ?" Yutkundum. Elementlerin kaderi belirleme yenetekleri olduğunu söylemiştim, benim bir elementim yoktu ama Ay ve gökyüzü de benim kaderimi belirledi. "Birini tutuştururken yanmak anlamına gelir." Kolları belime dolanırken kulağıma doğru eğildi. Dudaklarımın üzerindeki baskıyı hissetmeden önce onun sesini duydum. "Ve sen yanmaya değecek tek kişisin, Diana." Dudaklarıma değen dudakları tenimi bir ateş misali yakıp geçmişti. ♛ G & H'e ithaf edilmiştir. ♛

Lana Adams Sıradan'lardan biriydi. Yeni kurulan bir dünyada doğmuştu. Bu yeni dünya Elitler denilen, özel güçleri olan insanlar tarafından yönetilen , Sıradanların ise çalışmak zorunda olduğu bir yerdi. Lana kendiyle ilgili büyük bir sırrı keşfettiğinde, beklediği yardım ona hiç ummadığı birinden gelmişti. Bir Elitten. Yasak olmasına rağmen bir Elite aşık olmuştu. Lana bu yeni dünyada hem aşkı hem de kaybı tatmıştı. Peki hayatta kalabilecek miydi ? ------------------------- 100 sene önce dünyada büyük bir salgın başlamıştı. Beyine yerleşerek etki eden bir virüs bütün kıtalara yayılmıştı. Her gün binlerce insan ölüyordu. Doktorlar çaresizdi. Dünyanın neredeyse yarısı ölmüştü, ve kalanlar da birer birer hastalanıyordu. İnsanlar büyük bir panik ve korku içindeydi. Sonunda bir ilaç firması, bilim adamlarının bir aşı geliştirdiğini duyurdu. Yeterince test edilmemişti. İnsanlar çok çaresiz oldukları için kamplarda toplanıp aşılanmaya başladılar. Aşı başta işte yaramış gözüküyordu. En azından bir grup insanda. Sonra herşey bir anda yanlış gitmeye başladı. Aşılanan insanlardan bazıları garip şeyler yapabildiklerini idda etmeye başladılar. Zihinleriyle eşyaları hareket ettirebiliyor, akıl okuyabiliyor, elementleri kontrol edebiliyorlardı. Bazı insanlarsa delirmeye ve saldırganlaşmaya başlamıştı. Hayatta kalan insanlara savaş açmışlardı. Bir de aşıdan ve virüsten hiç etkilenmeyen, delirmeyen ama telapatik özelliklere sahip olmayan sıradanlar vardı. ---------------------- Kitabın tüm hakları bana aittir. Benden habersiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve basılamaz. Aksi halde yasal olarak hakkımı arayacağım. İlk bölüm 20 aralık 2018'de yayınlanmıştır.

Bilinmeyen zamanlarda bir uzman tapınakta tuhaf bir taş buldu. Bu garip taş simsiyah bir renkte olup taşı bir ejderha heykelinin ağzında bulması nedeniyle uzman ona "Antik Ejder Taşı" dedi. Yıllar yılı kovaladı. Antik Ejder Taşı elden ele geçti. Aradan geçen sayısız yılın ardından köyden bir çocuk o taşı ormanda dolanırken buldu. Bu çocuğun hiçbir gelişimi olmadığı halde aradan nesiller geçmesine rağmen herkesi reddeden taş bu çocuğu efendisi olarak kabul etti. Aradan geçen yılların ardından bu çocuk korkutucu bir uzman oldu ve her kes onu Ejdertanrı olarak anmaya başladı. Bir gün insanlar Ejdertanrı'da Antik Ejder Taşı olduğunu öğrendiler ve onu öldürmek için 3 milyona yakın uzman ve Ejdertanrı ile hemen hemen aynı güçte olan bir kara elf gönderdiler. Ejdertanrı ise gücünü son damlasına kadar kullanıp ölmeden önce düşmanlarını da kendisi ile birlikte götürdü. Bu savaşın hemen ardından çeşitli uzmanlar taşı arasa da bulamadı. Aradan geçen milyonlarca yılın ardından Antik Ejder Taşı sonunda yeni bir sahip buldu. Bu sahip önceki sahipten daha güçlü olacak, bütün varlıkların en tepesinde olacaktı! *** Bu benim ilk Epiknovel de yayınladığımdan bahsettiğim serimdir. Şu anda düzenlenme aşamasındadır epikte. Düzenlediğim her bölümü buraya atacağım. Hızlı bir şekilde düzenlemeyi tamamlamaya çalışacağımdan emin olabilirsiniz ^^

Fantastik #4 27.06.2018 Bilimkurgu#2 01.01.2021 Sonunda kız iç çekti. Hüzünle uçurumun aşağısına baktı. Gözyaşı,yanağından süzülerek kendini aşağı bıraktı. Arkasından gelen adama baktı. Saf ve temiz bir şekilde ölmek daha acısız duruyordu onun için. Rüzgarın yüzünü okşayıp,saçlarını dans ettirmesine izin verdi. Tekrar arkasına bakıp endişeyle kollarını açtı. Kendini bir boşluğa bıraktı. ♦️ Yetim olan Nasya, koruyucu aile tarafından alınır. Nasya alındıktan sonra üvey babası Cemil, Nasya'yı rahatsız etmeye başlar. Bu iş ciddiye bindiğinde Nasya intihar eder ve bir mucize olur. Nasya iki hafta suyun altında olduğu halde ölmez. Peki bundan sonra ne olacak? /2015/

Hades, Kore'ye bağlanacağı gece acımasız bir saldırıya uğramıştı. Acı içerisinde toprağa uzanırken, dışlanmış Prenses Lia, ruhlarını birleştirecek bir kurtarma yapar. 14.09.21 #apollon sırasında birinci! 20.09.21 #yunanmitoloji sırasında birinci! 28.09.21 #mitoloji sırasında birinci! 01.10.21 #poseidon sırasında birinci! 05.10.21 #yunan sırasında birinci! 17.10.21 #peri sırasında birinci! 16.12.21 #hades sırasında birinci! 16.12.21 #olimpos sırasında birinci! 16.12.21 #tanrıça sırasında birinci! 20.12.21 #tanrı sırasında birinci! 20.12.21 #rastgele sırasında birinci! 02.03.23 #kurguolmayan sırasında birinci!

Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYLA. Karanlıkta atılan her çığlık sahipsizdir. Ben senin karanlıkta attığın çığlığım. Seninleyim ama senin değilim.