Amok Koşucusu
  • Reads 10,144
  • Votes 622
  • Parts 8
  • Reads 10,144
  • Votes 622
  • Parts 8
Complete, First published Feb 16, 2019
Stefan Zweig'ın en ünlü öykülerinden biri olan Amok Koşucusu, kendi ölümüne doğru koşan bir doktorun yıkımını ele alır.

Tutkulu yaşamların yazarı Zweig, bir başyapıt niteliğindeki öy­küsüyle aynı adı taşıyan bu kitapta, yok etme arzusundan yok olma arzusuna savrulan yaşamları; kendi trajik sonlarına doğru ilerleyen, sonunda kendi mutsuz dünyalarında yitip giden insanların öykülerini an­latıyor. Tutkularının peşinde sonsuz bir burgaca düşen, yıkımın sınırlarını aşıp yok oluşa sürüklenen insanın öykülerini.

Çeviri: İlknur Özdemir, Can Yayınları, 20. Baskı, 2017
Public Domain
Sign up to add Amok Koşucusu to your library and receive updates
or
#157edebiyat
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 10
Beyaz Diş cover
Shawty || Yarı Texting  cover
Lutteo (Tamamlandı) cover
SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARI cover
TAM İSABET cover
Diriliş cover
hiç söylenmemiş bir şarkı | gxg  cover
Babalar ve Oğullar cover
yağhaz aşk ı  cover
ωαттρα∂ ∂є кιтαρ уαzмαк (1) cover

Beyaz Diş

20 parts Complete

Beyaz Diş vahşi bir hayvanın gözünden, hem doğal hayata hem de insanların acımasız dün yasına eleştirel bir bakış... Beyaz Diş Alaska'nın sert doğa koşullarında geçen, nefes kesici bir macera hikâyesi anlatıyor. Yarı köpek bir anne ile kurt bir babanın yavrusu olarak dünyaya gelen Beyaz Diş, doğduğu günden itibaren farklılığının gölgesinde bir hayat sürmeye başlar. Zekâsıyla ve görüntüsüyle hayranlık uyandıran bu muhteşem yaratık, hem insanların hem de hayvanların eziyetiyle karşılaşır ve her an bedel öder. Hayatta kalmak için içgüdülerinin rehberliğine sığınan Beyaz Diş, zamanla her türlü canlıya karşı güvenini kaybeder ve vahşi hayat ile evcilleşme arasında sıkışıp kalır. Jack London Beyaz Diş'te edebiyat tarihinin en gerçek hayvan karakterlerinden birini yaratırken, düşmanlık, ahlâk, güven, merhamet ve sevgi gibi kavramları tartışıyor. "Oysa vahşilik, Beyaz Diş'in görünüşüne ve hareketlerine sinmişti. O vahşi tabiatı simge liyordu; onun ete kemiğe bürünmüş haliydi." -Jack London-