11 parts Ongoing Hastane kapıları kadını içeri alırken kapanmıştı. Devran Ağa bir adım bile atmamıştı arkasından. Olduğu yerde kıpırtısız bekledi, gözleri sert, yüzü taş gibiydi. Ama içi... içi fırtınaydı.
Bir an, sol cebine atıldı. Parmakları öfkeyle telefonunu kavradı. Ekranı aydınlandı, arama listesini bile açmadan tek bir isme bastı: Eşref.
Telefon daha tam çalmadan açıldı.
O tarafa Devran Ağa'nın adı düşmüştü ya, yetmişti.
> "Ağam?"
Devran'ın sesi gergin, kesik kesikti.
"Hemen hastaneye gel."
Eşref bir an duraksadı. Sesi telaşlıydı:
"Ne oldu, ağam? Hayırdır, biri mi-"
Devran'ın sesi, onu yarıda böldü.
"Sana açıklama yapacak değilim, Eşref. Gel diyorsam geleceksin. Bu kadar!"
Eşref, hemen toparlandı.
"Baş üstüne ağam! Hemen yola çıkıyorum!"
"Yarım saat içinde burada ol. Sakın geç kalma."
"Emrin olur ağam!"
Telefon kapanınca Devran derin bir nefes aldı. Ama o nefes bile ona yetmedi.
Duvara yaslandı.
Elleri titremiyordu ama dudaklarının kenarında belli belirsiz bir gerginlik vardı.
Eşref gelecekti.
O, Devran Ağa'nın en sadık adamlarından biriydi. Sorgulamayı pek sevmezdi ama bu gece...
Bu gece, Devran'ın sesindeki ağırlık farklıydı.
Ve bu farkı herkes hissederdi.