Zaman her şeyi değiştirir.
Catherine'in sıradan olan ve sıradan devam etmeye mahkum hayatı Marcus Thorne'la karşılaştığı andan itibaren değişmişti. Tanıştıktan bir gün sonra onunla nişanlanmış, bir ay sonra evlenmişti. Hiçbir zaman toz pembe düşleri olmayan bir genç kız olmasına rağmen, Catherine bile, ondan nefret eden bir kocaya sahip olacağını asla düşünemezdi.
Marcus Thorne, geleceğin Thorne Markisi olarak bir gün evlenmesi ve tıpkı babası gibi unvanı için geriye bir erkek evlat bırakması gerektiğini biliyordu; ancak acelesi yoktu, hiç yoktu. Buna rağmen acele bir evlilik yaptı. Sevgili karısının bir markinin karısı olmak için her şeyi yapabilecek kadar hırslı olmasını affedebilirdi; yalancı olmasını ise, asla!
Mecburiyet ve ölümle başlayan, ölüm ve acıyla devam eden, ihanetle yoğrulan bir evlilik daha ne kadar sürebilirdi? Catherine, bedeli ne olursa olsun, artık işkencesinin sona ermesi gerektiğine karar vermişti.
Mucizevi bir şekilde geçmişe giden bir kadın, ardı sıra getireceği hadiseler ile tarihi değiştirmeye başlar. Osmanlı'nın kurucusu olan Osman Bey'in ansızın ortaya çıkan kardeşi Alparslan ile yaşanan rekabetler ve bu olay örgüsünün etrafında gerçekleşen Moğol, Bizans savaşları...
*Kitapta yaşanan olayların tarihle hiç bir alakası yoktur. Tamamen kurgu olan bu kitapta adı geçen isimler esinlenerek alınmıştır.*