• 2020 WATTYS HORROR KAZANANI •
•MysteryTR okuma listesinde •
+18
Ölümleri görüyorum, cinayetlerin perde arkasını düşlerimde hissediyorum. Kabuslarım, birer haberci olduğumu dile getiriyor ama ben lanetlendiğimi biliyorum. Defalarca... gözlerinde zebaninin izleri olan cesetlerin peşinden sürükleniyorum.
Sonra bir ses adımı fısıldıyor ve ben kan kokusunun kabuslarımdan değil, ana rahmindeki bedenimin acizliğinden geldiğini anlıyorum.
Aynı ses yeniden nüksediyor. Bana devam etmemi söylüyor.
''Öldürmeye devam et.''
*
*
Mercan, küçüklüğünden bu yana kendisini rahatsız eden hisler ile birlikte yaşamıştır. Çocukluğu acı hatıralarla doludur. Zihni bulanık, kalbi yorgun ve dış dünyanın sancılarından uzakta kendi sanrıları ile yaşamaya çalışır ancak bir gece gördüğü korkunç kabus, gerçeklerle yüzleşmesi için ona ilk adım olacaktır.
Gördüğü kabuslardaki cinayetler onu katili bulmak için cesurca bir yola sürüklerken yolun sonunda nelerle karşılaşacağı hakkında en ufak bir fikri yoktur.
Ölüm onu şaşırtacaktır...
*
*
İlk 74 bölüm, 1. ve 2. kitaptır. 3. kitap yakında burada devam olarak paylaşılacaktır.
Tanıtım videosu ilk bölümdedir.
Kapak tasarımı şahsıma aittir.
Tüm hakları saklıdır. Hiçbir şekilde kopyalanamaz, paylaşılamaz, amaç için kullanılamaz.
2015 'Mercan' ismi ile yayımlanmış kurgumun yeni halidir.
Kurgu: 09.12.15
İlk yayımlanma: 16.05.19
Yeniden yayınlanma: 14.07.20
Üçüncü kitap: Ağustos 2021
"Soyun!"
"Ne?"
Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster."
Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı.
"Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum.
Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı.
"Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı.
İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum.
Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı.
"Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu.
Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk.
"Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz."
Burada neler olduğunu anlamıyorum.
Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim."
Burada gözlük takan sadece bendim.