|Yetişkin içeriklidir.| Gök öyle bir gürledi ki sanki gökyüzü delinmişti. Şimşek öyle bir çakmıştı ki ortalık bir anda aydınlanmıştı. Genç kadın derin bir nefes aldı ve üzerine çarpan yağmur damlalarına şükretti, şükretti çünkü bedeninde ki bütün kanı sıyırıp almıştı. Peki ya koku? Ellerindeki kan kokusunu hangi yağmur alıp götürecekti? Bu gece öyle bir geceydi ki bütün kalpleri titretmişti. Öyle günahkâr öyle acımasızlıkla doluydu ki bu gece yüzyıllar geçse bile unutulmayacaktı. Bir gece ne kadar korkunç olabilirdi ki? Bir aşk nasıl kana boyanabilirdi? Nasıl bir çukura batabilirdi? Derin bir nefes aldı genç kadın ardından da fısıldadı. "ellerimdeki kanın kokusunu alabiliyorum." Bu öyle bir fısıldamaydı ki gök yeniden gürlemiş ve şimşeği biraz ilerisine düşürmüştü. Çünkü bu gece çok ama çok lanetli bir geceydi.