Doktorun Karısı
  • Reads 1,096,609
  • Votes 117,990
  • Parts 62
  • Reads 1,096,609
  • Votes 117,990
  • Parts 62
Complete, First published Dec 11, 2021
Mature
Ölümü ona bir aile getirdiğinde hangi yolu seçmelidir? 

Harika bir evliliği, düzenli bir işi, mükemmel olarak adlandırabileceği bir hayatı vardı. 

Ama bir gün bir kaza bunları ellerinden aldı. 

Gözlerini açtığında kendini Doktorun Karısı adlı kitaptaki bir karakter olarak bulduğunda ne yapacağını bilemedi. 

Çünkü içindeki bedenin hayatı çok geçmeden ölümle sonlanacaktı. 

Meryem yapılması gerekenin eve dönüş yolunu bulana kadar ölmemek olduğunu biliyordu.

Ama ondan nefret eden doktor ve onun yaramaz çocukları ile nasıl başa çıkacağına dair bir fikri yoktu.

Olaylar değiştiğinde ise kendini hiç beklemediği bir noktada bulacaktı.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Doktorun Karısı to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ by yildizmutlu91
90 parts Ongoing
# Gençkurgu-- Fantastik # # 3. Fantastik # 1. Akademi # 1. Büyü # 1. Ejderha # 1. Efsane # 1. Elementler # 1. Krallık # 1.Takıntı # 1. Savaş - Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin ! Cümlesini bitirdikten sonra yüzüme doğru baktı. Gözlerindeki aşağılayan bakışlarla yaptığım mimikleri izliyordu. Sağ elini kaldırıp yüzünü aşağıya yukarı doğru sıvazladıktan sonra eli yüzünde durdu. Elinin yardımıyla sağ gözünün göz kabağını havaya kaldırdı. Işaret ve orta parmağını gözünün üstüne yerleştirip göz bebeğinin iyice görmemi sağladı. Göz bebeğinin içinde bile beni aşağılayan, hor gören bir tutum vardı. Elini yüzünden çekip gözlerini gözlerime tekrar dikti ve güçlü kahkahalar atarak gülmeye başladı. O kahkahalar attıkça içimde kopan fırtınadan haberi bile yoktu. - Yanılıyosun ! Dedim sesim güçlü ve yüksek çıkmıştı. Yüzüne doğru baktığımda anlamsız gülümsemesi kaybulmuş şaşkın bir şekilde bakıyordu. - Ben ezik değilim. Ben güçsüzleri korumak için kendini ateşe atmış biriyim. **************** İçinde bulunduğum Daryon krallığı da dahil bütün dünya büyü gücü üzerine kuruluyken benim içimde hiçbir büyü gücü yoktu. Köyümüze gelen elçinin beni akademiye götürmesi ile bütün hayatım kökten değişti. Şimdi ejderhayı ve yeni sahip olduğum güçleri kullanarak en güçlü olmak zorundaydım. Bu sayede canımdan bile değer verdiğim herkesi koruyabilecektim.
KIRKAYAK (+18) by yazarjose
34 parts Ongoing Mature
Ondan yana doğru çevirdim gövdemi, yüzümün yarısını araba koltuğuna gömdüm. Gözlerimi ovuşturdum. "Nelere?" "Merak mı ediyorsun sahiden?" diye sordu. Yüzümde budala bir sırıtış belirdi. Sinirim çok bozuktu. Genzi tıkalı, uykulu sesimle, sorduğu sorudan bağımsız bir şeyler söyledim: "Biliyor musun? Şu an çok yorgunum. Olmasaydım... paranoyaklık etmeye gücüm olsaydı, şu çikolatayı camdan dışarı fırlatırdım. Ve... Beni ne korkutuyor biliyor musun Arın? Neden kendimi öldürmeyi istiyorum biliyor musun? Çünkü... Çayı, belki de, hayır, belki diyemeyecek kadar kesin bakıyorum buna, senin yüzüne sıçratırdım bu denli yorgun olmasaydım. Kaynayan çayı, yüzüne sıçratırdım. Kendimi haklı olmasam da sonuna kadar savunurdum da." Bir dakikadan uzunca bir süre, sessiz kaldı. Kaşları hafifçe çatık, düşünüyordu. En sonunda, "Rahat ol, yapamazsın." Dedi. ... Kırkayaklar kafamın içinde dolanıyor. ... Zencefil çayını elime aldım. Büyükçe bir yudum içtim. "Bu beni niye açmıyor?" "Sen de biraz kafa yapıyor belli ki." Huysuzca, dudaklarımı büzdüm. "Kötü adam." Diye homurdandım ağzımın içinde. "Senin daha sevimli olman gerekiyordu-" diye gevelemeye devam ettiğim sırada, bardağı Arın'ın yüzüne doğru getirmeye başladım. "İç iç iç!" derken bardağı dudaklarına dayadım. Kalan çayı tek dikişte bitirmeye zorunda bırakılmasının yanı sıra, "Ağzı delik, ağzı delik herif!" diye söylendim. Bıraktığımda, hafif kızgın bir yüzle bana baktı. Sol elimle, çenesini kavrayıp yüzünü kendime çevirip yaklaştırdım. Sağ elimle ağzının kenarını sildim. Kaskatı kesildi. Elimi, onun kolunun gömleğine sildim sonra da. "Tabakta bıraktığımız her kırıntı, içeceğimizde bıraktığımız her damla, cehennemde önümüze bir bulamaç halinde konulacak. Bunu bilmiyor musun?" Beni dinlemiyordu. Kopmuştu ortamdan nedense. Arabayı yavaşlatıp, ışık
You may also like
Slide 1 of 20
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
Vanya Kristie (Tamamlandı) cover
Harabenin Yıkımı cover
VATAN cover
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ cover
WATTPAD KAPAK TASARIMLARI cover
KIRKAYAK (+18) cover
ÇEVRİMİÇİ: AMA YAZMIYOR / Yarı Texting  cover
CİNAYET   cover
Takıntılı Sosyopat ( KİTAP OLDUU!) cover
küçük ayı ve büyük ayılar cover
İNTİKAM (Tamamlandı / Düzenleniyor) cover
YALANCI cover
ASIK SURATLI NEŞE cover
Gecenin Mührü (DÜZENLENİYOR) cover
GÖKYÜZÜNÜN ÖTESİ cover
Bağ  cover
CEVABI SENDE SAKLI cover
PİLLİ BEBEK  cover
Genesis ᴮˣᴮ cover

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu)

72 parts Ongoing

Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.