KIZ VE ÖFKESİ
  • Reads 249,920
  • Votes 23,345
  • Parts 79
  • Reads 249,920
  • Votes 23,345
  • Parts 79
Ongoing, First published Oct 28, 2022
Hikaye, 3 farklı kısım içermektedir. Her kısımda başroller değişmektedir. Kız ve Öfkesi/Kız ve Ruhları/ Kız ve Nefreti şeklinde üçlemeden oluşmaktadır.

KIZ VE ÖFKESİ içerik:
•Sürü lideri erkek başrol karakter
•Güçlü kadın başrol karakter
•İlk aşık olan erkek karakter
•Eş bağı
•+18

KIZ VE RUHLARI içerik:
•Asi erkek başrol karakter
•Korkulan kadın başrol karakter
•Ruh bağı
•Düşmandan aşığa
•+18

KIZ VE NEFRETİ içerik:
•Yarıda kalmış gençlik aşkı
•Aşıktan düşmana, düşmandan aşığa
•Lanetli bağ
•Anlaşmalı evlilik
•+18

Kız için ormanın kokusu, kulaklarını dolduran naif bir müziğin rahatlatan melodisi gibiydi. Ağaçlar gözlerinin önünde solar, açar ve döngüsünü devam ettirirdi çünkü orman onun yuvasıydı. 

Kızın öfkesi ise dallar yalnız kaldığında nüksederdi ve bir daha asla yapraklanmayacağına yemin ederdi. Kız öfkesine bir kere inandı. Ondan sonra da hiçbir zaman gerçeği göremedi, yalnız olmadığını hissedene kadar.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add KIZ VE ÖFKESİ to your library and receive updates
or
#16gece
Content Guidelines
You may also like
KIZIL GECE  by DuruMavii
85 parts Complete
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
You may also like
Slide 1 of 10
KIZIL GECE  cover
Azrathia'nın kamçısı cover
Yılan Yuvası cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
~SİS~TAEKOOK cover
Zamansızların Ardından  cover
YIRTICI GÖZLER cover
Gizli Saklı  (+18) cover
FIRTINA ZAMANI  cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover

KIZIL GECE

85 parts Complete

Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.