Bir Papatya Masalı
  • Reads 3,178
  • Votes 2,058
  • Parts 50
  • Reads 3,178
  • Votes 2,058
  • Parts 50
Ongoing, First published Mar 17, 2023
Papatya Aysal, Toprak'ın kızıl papatyası

Toprak Akal, Papatya'nın yaşam kaynağı.

Papatya köklerini toprağa sıkıca sardı, tutundu. Toprak papatyanın köklerine sımsıkı sarıldı. Sevgiyle besledi. Aşkla büyüttü.

Büyüttüğü papatya bembeyaz yapraklarıyla kıskandırdı herkesi. Sarısıyla güneş gibi aydınlattı etrafını...

Mutluydular çiçek bahçesinde ... Sonra dikenler girdi araya. Koparmak istediler papatyayı toprağından. Papatya kurusun , Toprak başka çiçekleri bağrına bassın istediler. Toprak ve Papatyanın birbirine olan sevdasını kıskandılar. 

Ne toprak papatyasından vazgeçmek istedi, ne papatya toprağından. Durmadı dikenler, gövdesinden sarmaya başladılar . Papatyanın yaprakları dökülmeye basladı artık. Toprak'ın üstüne acı ektiler.

Ve kopardılar papatyayı toprağından. Soldu yaprakları, döküldü birer birer 

Yinede papatya vazgeçmek istemiyordu.Toprak kabul etmedi papatyadan başkasını

Bekledi... bekledi... bekledi...

Kurudu toprak, üzerine düşen yaprakları gördükçe kuraklaştı.

Papatya açsın diye vazgeçmek istedi. Acı çekmesin, canı yanmasın daha fazla diye bırakmak istedi.

Şimdi solmuş papatya toprağına tutunabilecek mi?

Toprak papatyaya can verebilecek mi?

Bu bir veda mı yoksa!
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Bir Papatya Masalı to your library and receive updates
or
#772imkansız
Content Guidelines
You may also like
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1) by pervane0130
73 parts Complete
Erkek egemenliğinin hakim olduğu topraklarda , bir yaşam uğruna feda edilen, hayallerine ve umutlarına zalimce balta vurulan gencecik, masum bir kızın hikayesi.. & Ait olduğu topraklardan acımasızca söküldüğünde küçücük bir tomurcuktu. Susuz bırakılmış ve günden güne solmaya yüz tutmuştu narin yaprakları. Gece, üzerini örten bir kefendi. Gün ışığı ise acımasız bir zebani... Acılarının günün birinde ona baharı getireceğini bilmeden hoyratça harcıyordu gözyaşlarını. Her gün ve her gece... Aldığı her soluk nefret kokuyordu. Öfke ve hayal kırıklığı kol geziyordu damarlarında. Bu topraklarda daha niceleri solup gitmişti onun gibi biliyordu. Birileri nefes almaya devam edebilsin diye kaç masum göz göre göre nefessiz bırakılmıştı. İlk değildi. Son da olmayacaktı. Bu toprakların yazgısı böyleydi. Umudu ve inancı günden güne törpüleniyordu. O ele avuca sığmaz haşarı kalbinin, her gün biraz daha karanlığa gömüldüğünü hissediyordu. Öylesine umutsuzdu ki; içine hapsolduğu karanlığı kabullenmeye ve kendini kaderin ellerine bırakmaya hazırdı. İçi, fırtınalı bir sonbahar gibiydi. Solgun, hırçın, dağınık ve soğuk... Mucizelere inanmazdı. Ancak doğmasını istemediği bir günün sabahında mucizesi onu buldu. O gün zifiri karanlığına minicik bir ışık huzmesi ilişti. Öylesine muhtaçtı ki; öyle yalnız ve yaralı... Hiç düşünmeden gördüğü o ufacık, cılız ışığın gölgesine sığındı. O ışığın uğrunda sürüklendi, parçalara bölündü, tükendi. Ama yine de pes etmedi. Yaradan'ın ona armağan ettiği umuda sıkıca tutundu. Yorgun ruhu umut vadeden o küçücük ışığın ruhuna koca bir ilmek attı ve onu kalbinin en derinine ilikledi. O andan sonra umut dolu yanı karamsar yanına el salladı. Ve güneş, tüm sıcaklığı ile soğuk yalnızlığının üzerine doğup, karanlığını ışığa boğdu.
You may also like
Slide 1 of 10
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1) cover
Komutan mı? /Yarı Texting  cover
Çilem cover
orenda +21 cover
Takıntı cover
GÜNAHA DAVET ( +24 ) cover
Beyefendi /yarı texting/  ~FİNAL~ cover
Delibal cover
Yaren'im cover
BANA KENDİMİ VER cover

^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1)

73 parts Complete

Erkek egemenliğinin hakim olduğu topraklarda , bir yaşam uğruna feda edilen, hayallerine ve umutlarına zalimce balta vurulan gencecik, masum bir kızın hikayesi.. & Ait olduğu topraklardan acımasızca söküldüğünde küçücük bir tomurcuktu. Susuz bırakılmış ve günden güne solmaya yüz tutmuştu narin yaprakları. Gece, üzerini örten bir kefendi. Gün ışığı ise acımasız bir zebani... Acılarının günün birinde ona baharı getireceğini bilmeden hoyratça harcıyordu gözyaşlarını. Her gün ve her gece... Aldığı her soluk nefret kokuyordu. Öfke ve hayal kırıklığı kol geziyordu damarlarında. Bu topraklarda daha niceleri solup gitmişti onun gibi biliyordu. Birileri nefes almaya devam edebilsin diye kaç masum göz göre göre nefessiz bırakılmıştı. İlk değildi. Son da olmayacaktı. Bu toprakların yazgısı böyleydi. Umudu ve inancı günden güne törpüleniyordu. O ele avuca sığmaz haşarı kalbinin, her gün biraz daha karanlığa gömüldüğünü hissediyordu. Öylesine umutsuzdu ki; içine hapsolduğu karanlığı kabullenmeye ve kendini kaderin ellerine bırakmaya hazırdı. İçi, fırtınalı bir sonbahar gibiydi. Solgun, hırçın, dağınık ve soğuk... Mucizelere inanmazdı. Ancak doğmasını istemediği bir günün sabahında mucizesi onu buldu. O gün zifiri karanlığına minicik bir ışık huzmesi ilişti. Öylesine muhtaçtı ki; öyle yalnız ve yaralı... Hiç düşünmeden gördüğü o ufacık, cılız ışığın gölgesine sığındı. O ışığın uğrunda sürüklendi, parçalara bölündü, tükendi. Ama yine de pes etmedi. Yaradan'ın ona armağan ettiği umuda sıkıca tutundu. Yorgun ruhu umut vadeden o küçücük ışığın ruhuna koca bir ilmek attı ve onu kalbinin en derinine ilikledi. O andan sonra umut dolu yanı karamsar yanına el salladı. Ve güneş, tüm sıcaklığı ile soğuk yalnızlığının üzerine doğup, karanlığını ışığa boğdu.