!GERÇEK BİR WATTPAD TANIŞMA HİKAYESİ!
(Kitapta geçen kullanıcı adlarının ve isimlerin gerçekle uyumu söz konusu değildir.)
@Bayanadam: Pusulan var mı kız?
@binkeredegelsem: Anlamadım?
@binkeredegelsem: Ne yapacaksın pusulayı?
@Bayanadam: Gözlerinde yolumu kaybettim, kalbine giden yolu bulmak için ihtiyacım varda.
@binkeredegelsem: Profilim bile yok, gözlerimi nerden gördün?
@Bayanadam: Görmeme gerek yok, hisler yeter.
"Pusulan var mı?" Pusula, hayatımın en boşlukta geçen döneminde girdi hayatıma. Pusulanın beni doğru yola götüreceğini umdum, o bana yolu kaybettirdi. Pusula beni aşka inandırıp, aşka olan tüm inancımı kaybettirdi. Pusula birçok kez hata yaptı aslında; bana ihanet edebileceğini gösterdi. Ama pusula çantamdaki boşluğu o kadar güzel doldurdu ki; onu, hatalarına rağmen çantamda tutmaya devam ettim. Her geçen gün ağırlaştı pusula. Ve sonra çantayı deliverdi. Sonrası... Zaten sonrası koca bir boşluk.
Kurgu tamamiyle şahsıma aittir. Herhangi bir kopyalama, (Ç)Alma girişiminiz aleyhinize olacaktır.
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı.
Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı.
Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu.
İzem Karasu.
Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı.
Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı.
İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı.
Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı.
.....