Maça Kızı 8 | Devam*
  • Reads 3,737,367
  • Votes 176,566
  • Parts 19
Sign up to add Maça Kızı 8 | Devam* to your library and receive updates
or
#59maçakızı8
Content Guidelines
You may also like
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
ÂLEM GÜZELİ by DilanZinar
5 parts Ongoing
Asmin Avâmir her zaman eksik ve yaralı bir kız olmuştur. Doğmadan önce babasız kaldığı gibi, doğduktan sonra da annesiz kalmıştır. Hayata her iki ebeveynini de kaybederek gözlerini açan küçük kız için işler hiçbir zaman yolunda gitmemiştir. Annesinin yaptığı bir hata yüzünden kimse tarafından sevilmediği gibi, büyük bir nefretin hedefi haline gelerek ve o nefrete maruz kalarak geçirmiştir çocukluk yıllarını. 9 yaşında hayatın gerçek yüzünü öz dayısının ona beslediği katıksız nefret ile gören Asmin, Mardin'in kanla bezenmiş topraklarını terk etmek zorunda kalmış ve hayatına belki de onu karşılıksız seven tek insan olan anneannesi Sevde Hanım ile birlikte başka bir şehirde devam etmiştir. Böylelikle her şey Asmin için daha rahat hale gelmiştir. Etrafında ona nefret besleyen, bakışlarıyla onu öldürmek isteyen hiç kimse olmadığı için üzerindeki psikolojik şiddetin getirmiş olduğu baskı da kalkmıştır. Ama Asmin artık yaralı, bir o kadar da savunmasız bir kızdır. Yaşadığı korku ve gördüğü psikolojik şiddetin getirisi, ne zamana kadar süreceği belli olmayan konuşma yetisini kaybetmesi olmuştur. İnsanlara karşı mesafeli tutumu ve en ufak bir ani hareket veya seste bile ürkmesi de cabasıydı elbette. Yıllar sonra Avâmir konağına yapılan kundaklama olayları yüzünden tekrar Mardin'e dönmek zorunda olan Asmin'i ve anneannesi Sevde Hanım'ı neyin veya kimlerin beklediği ise hayatın büyük bir sürpriziydi. Bu sürprizin kimi sevindireceği, kimi umutlandıracağı veya kimleri hayata bağlayacağı ise büyük bir mummaydı. "Bir kitap yazılacaktı iki kader bir araya gelince. Kalpsiz olarak anılan bir adamla, dilsiz bir kızın sonu belirsiz olan aşkını konu alacaktı bu hikaye. Ve kader, öylesine pişman olacaktı ki bu iki ruhu bir araya getirdiğine; gök kubbe veyahut uçan kuş bile şahitlik edecekti bu Şikeste'ye..."
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
55 parts Ongoing
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
GECENİN İZİ by hisssizyazar
46 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 20
GÜNCE | Gerçek Ailem cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
ÂLEM GÜZELİ cover
BİZİ AYIRAN ÇİZGİ cover
LİSE SAKİNLERİ SERİSİ cover
Kutsal Emanet (RAFLARDA) cover
3391 Kilometre cover
🖤SAKA VE SANRI🖤 cover
Güneş Tutulması  | Yarı texting  cover
YARALASAR(Kitap Oldu) cover
Buzdan Kıvılcım (Tamamlandı) cover
KRİZANTEM cover
BERDEL (Düzenleniyor)  cover
MAZHAROĞULLARI cover
GECENİN İZİ cover
KODEX | RAFLARDA cover
CANAVARIN DA KALBİ VARMIŞ cover
Ama gitme, Lavinia | RAFLARDA  cover
Sevda\Texting  cover
Kara Bela  cover

GÜNCE | Gerçek Ailem

35 parts Ongoing

Gerçek Ailem. "Kalbi atmaz ama nefeste almaz, Gözlerini açmaz ama yüreği de susmaz, Ruhu hiç kanamaz ama ağlamayı da bırakmaz, Başını çevirip onlara bakar ama gerçek ailesinden haberi olmaz..." Ben Günce Kara, bir kere bile gülemeyen ama kendi derdine de dert demeyen bir insanım. Kalbim kırıktır ama ruhum derli topludur benim, gözüm yaşlıdır ama yerindedir merhametim. "Solan çiçekleri yeniden canlandırmak için onu kökünden koparmak gerek. Bende yeniden canlanabilmek için her şeyi baştan yazmaya karar verdim." Günce KARA. -.- Not: Esinlenilme ya da çalınma durumunda yasal işlemler başlatılacaktır. Kitaba saygı duymanızı rica ederim. :)