Mahalle Hikayesi "Senin adın Gönül kıran." Yutkundum. Gönül Kıran... Dedim içimden. Beni anlatıyordu. Ömer abinin gönlünü öyle bir kırmıştım ki bu isimden başkası yakışmazdı bana. Cevap vermedim. Cevap da beklemiyordu aslında. "Gönül kıran." dedi ağır ağır bir kere daha. Bir yaş daha düştü omzuma. "Tüm kırıklarıma rağmen en güzel gönül yaram." Dudaklarını usulca ama izinsizce omuzumun yanına bastırdığında dudaklarımdan ufak bir soluk kaçtı. Tüm bedenim karıncalandı. "Ömer Abi." Sesim sekteye uğradı. Dudaklarını geri çekmeden öylece durdu. Sonrada hafifçe geri çekildi. "Beni sev İnci." Emir kipi gibi duruyordu ama yaptığı emir vermek değildi. Yaptığı yalvarmaktı. Bir sonraki adımı da bu oldu. "Ne olur beni sev." Sadece bedenim değil, tüm varlığım titredi. Her bir hücrem, soluğum, her zerrem... "Beni sevmezsen ne yapacağımı bilmiyorum." dedi. İtirafı büyüktü hem de çok büyüktü. "Bu aşkla nasıl yaşayacağımı, nefes alacağımı bilmiyorum." Dudaklarından dökülen nefes az önce öptüğü yere çarpıyordu. "Nasıl bu kadar aşık oldum onu da bilmiyorum ama nefes aldırmayacak kadar çok seviyorum." Dudakları bir kere daha değdi aynı noktaya. "O yüzden..." Hıçkırdı. Ömer Abi hıçkırdı ben yutkundum. İçimden bir şeyler koptu ama yine de dudaklarımdan kelimeler dökülmedi. Ben sustum o yalvardı. "Al bu kırdığın gönlüm senindir. Dersen ki bana kırmak yetmez paramparça et." Gözünden bir damla daha yaş aktı. Ömer'in gözünden benim için üç damla yaş aktı bugün. "Yeterki," Kolları ayrıldı bedenimden, sıcaklığı kokusu... önüme geldi ve devam etti. Gözlerimin içine baka baka "sen yeterki beni sev." Dedi "Ne olur beni sev." Ve diz çöktü. Gözlerimin içine baka baka onu sevmem için yalvarıp diz çöktü. Verdiği sözü tuttu. Mahallenin en ağır adamı, ağır abi dedikleri adam bir an bile düşünmeden diz çöktü.
5 parts