KUM SAATİ
  • Reads 5,344
  • Votes 826
  • Parts 5
  • Reads 5,344
  • Votes 826
  • Parts 5
Ongoing, First published Jan 12
Mature
"Öp beni! "

"Ne?"

Daha ben ne dediğini idrak bile etmeden beni yanağımdan öptü. Adam yanağımdan öpmüştü ama içim gidiyordu yine. Bi de dudağımdan öpseydi...
Benden uzaklaştıktan sonra "Seni gerçekten öpeceğimi mi sandın?" dedi şaşkınlıkla onu izliyordum. "H-Hayır tabi ki" dedim ve bakışlarımı ondan kaçırdım. "Yakalanmamak için öptüm merak etme. Adam arkamızdan geldi çünkü" diye devam etti. 

"Merak etmiyorum zaten. Ben de fark ettim adamın geldiğini sadece.... bunu beklemiyordum " dedim ve gülmeye başladı. "Çok mu komik" dedim çünkü bence komik bir şey yoktu. Ah o lanet gülüşü. Bir insana gülmek bu kadar yakışır mı ya. 


En kötüsü de  adam her geleni böyle öpüyorsa vay halime. Çünkü onu kendime aşık etmek zor olacak gibi. Böyle adamlar aşık olmaz çünkü. Sadece gönül eğlendirir. "Komik tabi ki neyse senle uğraşmak istemiyorum şimdi beni takip et" dedi ukala adam. 


O biraz ilerledikten sonra gelmediğimi nihayet anladı. Omzunun üzerinden bana baktı ve "Ne bekliyorsun?" dedi kahverengi gözlerindeki  sinirle "Davetiye" dedim ve kolumu kendime sarıp onun önünden geçtim. Bu yaptığım sanki hoşuna gitmiş gibi muzip bir şekilde gülmüştü. Biraz ilerledikten sonra bir ses duydum bütün sessizliği bozan bir ses : silah sesi... 

 Duyduğum son ses  ise onun "Hayır" diye bağırması  olmuştu.....
All Rights Reserved
Sign up to add KUM SAATİ to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
ESİR by gizzemasllan
69 parts Complete
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm. Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı. "Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım. "Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim. "Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum. "Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı. "Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim. "Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı. "Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek. Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım. "Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu. Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
ESİR cover
Berdel +18 cover
İMDADIM cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
GECENİN İZİ cover
Lavin cover
Kara Gül  cover

AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18)

52 parts Ongoing

Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız. O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi. ⏳ "Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça. "Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."