Distopya içeren askeri bir kurgudur.
Her şey soğuk bir kış gecesinde, birlikte doğum günümüzü kutlamamızla başladı.
Sonra bir şeyler oldu, ihanet gibi, babalarımızın şehit düşmesi ve annemin yaşadığı zorluklar gibi, evimizin yanması ve çaresiz kalmamız gibi.
Beni ağabeyim büyüttü Ertuğrul, ne annem ne de babam büyütemedi beni. Birbirimize düşman kesildik ayrı kaldığımız 18 yıl boyunca.
Sen bana şımarık dersin ben ise buna kendimi sevmek derim.
Şimdi ben bir hemşireyim, sen bir asker, ağabeyim bir doktor, kader bizi tekrardan Kars'ın Sarıkamış ilçesinde, soğuk bir havada topladı.
Ülkemiz Yunanlılar başta olmak üzere Türk olmayan tüm devletler tarafından soykırıma uğrarken yeniden bir ayrılık bizi pençesine takıp kader rüzgârında sürüklüyor.
Söylesene marul, aşıklar kavuşur mu? Sarıkamışta aşklar yarım kalırmış, ben bunu İsmail bilgin'den okuduğum Sarıkamış savaşını anlatan romanda okudum.
Sence sonumuz onlar gibi mi olur?
Acı.
Wattys 2022 Romantizm Ödülü Kazananı
"Benim yerim senin yanın."
Aslında böyle başlar her hikâye. Bir sözle, bir anla, bir ritimlik zamanla...Âniden ama yavaşça...
Karmen Alatlı'nın hikâyesi de böyle başladı.
O, herkesin nefret ettiği kötü rollerin savunucusu genç bir oyuncuydu. İnanmazsınız ama kendi hâlinde biriydi, tâ ki oynadığı diziye veda edene kadar...
Karmen Alatlı, kendine pek çok söz vermişti.
Lâkin yakın bir gecede yabancı bir adam, karanlık bir şehrin sokak lambasının hemen altında, kendine verdiği tüm sözleri alaşağı etti.
[Evim 1 tamamlanmış olup Evim 2 bu kitaptan yayınlanmaya devam edecektir.]