Şehrin kasveti tüm ruhları bir bir ezerken, kızın kalbi hızla çürüyordu. Tüm olumsuzluklar beraberinde gelirken genç kız arkasına yaslanmış içinde çıkan yangına gülümsemekle yetiniyordu sadece. Gözleri etrafta gezindi. Bir süre aradığı şeyi bulmak için çabaladı sonunda aşina olduğu bir çift göz gözleriyle birleştiğinde hafifçe tebessüm edip omuzlarını dikleştirdi. Kızıl saçları rüzgârın etkisiyle uçuşurken o gözlerini karşısındaki adamdan ayırmadan her bir hareketini izliyordu. "İlk gördüğüm gibi ..." adımları yavaş yavaş kıza doğru yaklaşıyordu. "Hiç değişmeden." Parmaklarını kızın saçlarına doğru uzattı. "Hâlâ aklımı kaybettirecek kadar güzelsin." Genç kız oldukça içten bir gülümseme ile gözlerinin içine doğru bakarken kalbindeki ağrı saniyelerle birlikte artıyordu. "İlk gördüğüm gibi..." bu sefer o karşısındaki adama doğru yaklaşıyordu. "Hiç değişmeden." Ayak uçları birbirine değdiğinde ikisinin de ruhundan bir parça kopup onları sonsuzluğa sürüklemişti adeta. "Acımasızsın." Genç adamın gülüşü, karşısında eriyen kızın kalbini ısıtırken oradaki herkesin aklından geçirdiği tek şey ne olacağıydı. Kalp sahibine mi boyun eğecekti, yoksa çürümeye yol tutmuş hikayesinde bir yer mi edinecekti? Ruhları dinginlikle birbirlerine haykırırken, ikisinin de aklından geçen tek şey artık bu masala bir son vermeleri gerektiğiydi.