Kocamın Patronu (Tamamlandı)
  • Reads 311,237
  • Votes 2,370
  • Parts 57
  • Reads 311,237
  • Votes 2,370
  • Parts 57
Complete, First published Aug 16, 2024
"Elimden tutup yatak odasına götürdü. Beni yatak odasına götürürken istediği her şeyi yapmaya istekli olduğumun bilincindeydim. Vücudumu beğenmesini ve çekici bulmasını seviyordum. Çok formda göründüğünü, çok sert ve adaleli bir vücudu olduğunu düşündüm ve bedenini hissetmek istedim. Gözlerinde beni ne kadar istediğini açıkça görebiliyordum ve bu beni her şeyden daha çok mutlu ediyordu. Genç bir adamın olgun vücudumu arzulayabilmesi heyecan vericiydi."

Normal bir ev kadınıyken, kocasının başına gelen felaket sonrası kendisini kocasının patronunun sekreteri olarak bulan kadının öyküsü.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Kocamın Patronu (Tamamlandı) to your library and receive updates
or
#4patron
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
41 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Berabere |TAMAMLANDI| by scriptorxx
44 parts Complete
DÜZENLENECEK Başlama Tarihi: 12.04.2021 Bir kız vardı. Annesinin terk ettiği ülkeye, terk ettiği adam yüzünden gelen bir kız. İşte o kızı getirdim sana üstadım. Bir maceraya atılacak ve olayların göbeğine yerleşecekti. Ama her şeyin bir başlangıcı vardır. Ve onun başlangıcı abisine söz verdiği içi gittiği okuldu... Bu kolejdeki öğrencilerin her biri yanıyordu. Kazanmak istiyorlardı. Bir oyun vardı. Bozulabilirdi ama bir kazananı olmayacaktı. Hırs, rekabet, galibiyet, mağlubiyet, dostluk... Her şey burada başladı. Yalnız değillerdi. İki okul arasındaki bu düello onlar için sürpriz bir son hazırlamıştı. Kaderi onu bilmediği hatta nefret ettiği o duygu ile karşı karşıya getirirken bir an bile tökezlemeyecek. Ama her mutluluğun temeli acıdır. Ve onlar mutluk olmak için ilk önce acı çekmeliydiler. Bu iki okul arasındaki hikayeler ağaca asılmış dilekler gibiydi. Bazı anlar vardır unutulmaya yüz tutmuş... Onlar öyle bir yaşayacaktı ki, hiç unutulmayacakmış gibi. Ama bazı şeyler Berabere kalmaya mahkumdu. Buna her iki okulun hırsı da dahildi. Berabere kalacaklardı ki aşkın ve dostluğun, hırs ve rekabetten önce geldiğini anlayacaklardı. Seni bir maçı en önden izlemeye, nefretin aşka, rekabetin dostluğa dönüştüğünü görmeye, bir maçta da Berabere kalmaya davet ediyorum. Seni en yakın basket sahasında bekliyoruz! Neden mi? "Unuttun mu bir maçımız var?"
BEYAZ GELİNİM (Mühür serisi 5) by KarTanesiKadinn
15 parts Ongoing
Pencerenin önünde öylece oturup karanlığın tıpkı bir örtü gibi her yeri örtmesini izliyordum. Sakin bir nefes daha içime çektiğim de burnumdan ciğerlerime inen kahve kokusu ile kupayı kaldırıp dudaklarıma yasladım. Arkamdan gelen ses ile çöktüğüm divandan hızla kalkıp arkama döndüğüm de salonumun ortasın da gördüğüm yabancı kalbimin korku ile hızlanmasını sağladı. Yabancı ona dönmem ile bana doğru bir adım atarken elimde içinde ki kahvesi bitmiş olan kupayı hızla ona fırlattım. Vücudunu atik bir hareketle eğerken başının üzerinden geçip duvarda parçalanan kupaya bakakalmıştım. Benim bu tutukluğumdan faydalanıp hızla bana atıldığında kaçabilecek hiçbir yerim olmadığından kolları arasında kaldım. Hayretle karşımda ki yabancıya bakarken dizimi kendime çekip hırsla mahrem yerine sapladım. İnleyip geriye çekilirken bu sefer karnına tekme atıp yere düşmesini sağladım. Kimse bana dokunmaya bile cüret edemezdi. Yerde kıvranırken hızla iki bileğini tutup başının üstünde tutup karnına oturunca sarımsı gözlerini açıp gözlerime dikkatle baktı. Hareketim ile sanki gözlerinde ki acı yerini başka şeylere bırakmıştı. Neden böyle olduğunu anlamazken boşluğumdan faydalanıp hızla yerlerimizi değiştirdi. Altında debelenip birkaç darbe atarken acıyla inlese de bir şey yapmadan öylece bileklerimi tutuyordu. En sonunda bir işe yaramayacağını anlayıp durduğum da öylece gözlerime bakıp kafasını kulağıma doğru eğdi. Dudaklarından anlamadığım bir dilde çıkan fısıltılar bedenimi saçma bir şekilde uykuya sürüklerken tam bayılmadan önce duyduğum şeyler kendimde olsam ona sağlam bir yumruk atmamı sağlardı. "Sonunda bana geldin beyaz saçlı gelinim." "Benim beyaz gelinim."
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
neresinde yanıldık biz bu yaşamın züleyhâ?* cover
İMDADIM cover
Sarmaşık [BxB]  cover
Mandalina cover
İhanetin Gölgesindeki Aşk  cover
MAZHAROĞULLARI cover
Berabere |TAMAMLANDI| cover
itiraz / bxb cover
BEYAZ GELİNİM (Mühür serisi 5) cover

GECENİN İZİ

41 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....