Güneşin öptüğü Kardelen, kusurlu bulduğu kusursuz güzelliğinin farkında olmayan, özgürlüğüne düşkün bir bey kızıydı.
Kızıl saçları ve çilli yüzüyle ovasında ki tüm kadınlardan farklı, açık mavi gözleriyle ise bu zamana kadar görülmemiş, büyülü bir güzelliğe sahipti.
Ancak onun bu görülmemiş güzelliğini kötüye yoran, onun lanetli olduğunu düşünen zihniyetler kızına düşkün babanın bir önlem almasına sebep oldu.
Kızının güzelliğinden haberdar olan baba, genç kız büyüyüp serpilmeye başladığı an, saçlarını sarıklarla, yüzünü ise peçelerle saklamaya başlamıştı.
Bu önlem genç kızın hayatını tamamen değiştirecek, onu efsanevi bir varlığa dönüşmüş Kara'nın pençelerine atacaktı.
Hiç kimseye boyun eğmeyen, güneşin öptüğü bir Çerkes kızı...
Ve onu pençelerine alan, adı gibi karanlık; ömrü boyunca annesinden başka kadınla konuşmamış, ürkütücü denecek kadar iri bir Osmanlı askeri.
Onları bekleyen uzun bir yol...
Kardelen, Kara'nın karanlığından heyecan duyarken, Kara kendine karşı gelebilecek kadar cesaretli bu tuhaf kızın gizeminde kaybolacak, onun çirkin yüzünü saklamak için taktığını düşündüğü peçeyi düşürecekti.
Ama bilmediği bir şey vardı.
O peçe düştüğü an kendisi de genç kızın ufak ama güçlü pençesine düşecekti.