Diğer çocukların anneleriyle bağlarını kesemedikleri yaşlardaydılar, henüz vücutlarına en derin kesikler atıldığında. Ne kadar süreceğini, kimin dur diyeceğini veya bitip bitmeyeceğini bilmiyorlardı.Belki de onların cezası anneleri ya da babalarından gelecek bir tokat değil çok daha ağır olacaktı. Her gece düşündüler. Bunu hakedecek ne yaptık? Belki bir gün onların eline verilen umut şekerinin gerçekleşebileceğine inanmak istiyorlardı. Çünkü inanmazlarsa dayanamazlardı. İnanmazlarsa yarayı kapatamazlardı. Belki içerden kanardı ama dışarısı kabuk bağlardı. Bağlamalıydı. Ama bu şeker birinin ağzında acı tatı acımasızca bıraktı. Diğerlerinin kefaretini sadece biri en ağır şekilde ödeyecekti. Çünkü acı her daim kalanda ağırlaşırdı. Kalanda, gidende, kurtulamayanda.. Belki de geride bıraktıklarının farkında değillerdi. Yollarının kesişeceğinin, onların kurtulmak için her gece dua ettikleri Tanrı'nın cezayı başkası ile sonlandıracağını henüz bilmeyecek yaştaydılar. Ama büyüdüler. O karanlık geceler hepsinin en karanlık yanlarını oluşturdu. Hepsinin yarasını en derine gömüp tüm vücuduna yaydı. Görünür kılmadı, aksine onları birer görünmez kıldı ki kimse yardım edemesin. Ölmediler yaşamaya umut etmeye hayatları ile boğuşmaya ve o umut şekeri için her gece kafalarını yastığa koymaya yine de devam ettiler. Onlar kurtuldu, yaraları içlerinde de kalsa yeni yaraların açılmasından kurtuldular. Biri kaldı. En zorda, en derinde.. Birinin hikayesi..All Rights Reserved